Son Dakika


Mehmet Necati AKEL Yatılı Bölge Ortaokulunda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Ramazan ÇELİK’in şiiri, Türkiye genelinde yapılan bir şiir yarışmasında dereceye girdi.
Ümraniye Belediyesi(İstanbul) tarafından her yıl düzenlenen ve bu yıl 21.si gerçekleştirilen “Geleneksel Şiir, Resim ve Hikâye Yarışması”nın bu yılki teması “Aile” idi. Şairlerin yoğun katılım gösterdiği yarışmaya yurtiçi ve yurtdışından 2 bine yakın şiir gönderildi. Şairimizin kaleme aldığı “Canevim” isimli şiir, 1949 şiir arasından ilk 10’a girerek hem şairine hem de bizlere büyük mutluluk yaşattı. Yarışmada hatrı sayılır bir başarı kazanan şair, yazdığı bu şiirle mansiyon ödülü olan 7 bin TL’yi de almaya hak kazandı.
Geçtiğimiz mayıs ayında yayımlanan şiir kitabıyla adından söz ettiren şairimizi, elde ettiği bu başarıdan dolayı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
(Şairin şiir kitabı olan “ESRARLI MISRALAR”ı Çağ Kırtasiye’den ve online satış mağazalarından temin edebilirsiniz.)
İŞTE O ŞİİR:
CANEVİM
Sarıldım bir nedene, âleme geldim bir dem.
Ruh üflendi bedene, ademden oldum âdem.
Var içinde yokluktu; yitti, buldum özümü.
Meçhul bir yolculuktu; bitti, açtım gözümü.
Öyle aciz ve bizar; kimsesiz bir can idim.
Öyle cılız ve naçar; deri, kemik, kan idim.
Hilkat imdat eyledi, ansızın bitti keder.
Halik, sözün söyledi; beni kul etti kader.
Perdeler aralandı, tül tül düştü bir dağa.
Girdaplar paralandı, gül gül düştü toprağa.
***
Sıcacık bir ocakta; piştim, geldim kendime.
Şükür, erdim vuslata; minnetler “Efendi”me!
Bağrına bastı beni, “anne” denmiş adına.
Bir melek astı beni, ipekten kanadına.
Babam başımda çınar, gölgesinde serinim.
Anam gibi yârim var, sığ sularda derinim.
Şu toprağın bağrında, ovamda bir gülüm ben.
Muhabbetin bağında, yuvamda bülbülüm ben.
Çullansa cümle âlem, ailem benim kale’m,
Zerre veremez elem, böyle yazsın her kalem!
Çölde kutup yıldızım, karanlıkta fenerim.
Ocağım tütsün yeter, imkansızı denerim.
Dağılsın tüm bulutlar, ben ziyaya meftunum.
Bir pervane olmuşum, ol şuaya mecnunum.
“Dünya” denen dehlizde, peşimde karabasan.
Olsa korkmam be babam, eğer yanımda varsan.
Bir limandır “hanuman”, sürüklenen sandala.
Vardır elimden tutan, koşuyorsam dört nala.
Boyun eğin sarp dağlar, tepenizden aşarım!
Damladan derya olur, bendinizden taşarım!
Uhdenizde doğmuşum, ben ki sizinle varım.
Yalnız, garip tuğlayım; ben sizinle duvarım.
Sevdanız yakar beni, eritirim dağları.
Bu gönül köprümüzün, hiç kopmasın bağları.
Gülle yağsa göklerden, şemsiyem anam benim.
Miğfer olmuş ezelden, zırhımdır babam benim.
Olmasanız olmazdım; konuşmaz -lal olurdum-
Fırtınalar önünde, savrulan dal olurdum.
Kasırga olsa rüzgâr, zerre alamaz benden.
Hanemiz ulu çınar, pare düşmez bedenden.
Tüm dertlerime deva’m, belki de makbul duam.
Evim, barkım ve davam; ailem, güzel yuvam.
Tek çatının altında, bizi hapseden dirlik.
Ve Allah’ın katında kutlu, mukaddes birlik.
Annem, babam, kardeşim; biz beraber mutluyuz.
Halkadan zincir olduk; güçlüyüz, umutluyuz.
Ey benim dünya evim, bağrımda atan sensin.
Bu mülteci ruhuma yekpare vatan sensin.
Hey felek! Olmasa da şu dünyada bir evim,
Ailem olsun yeter, o ki benim canevim.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER