logo

ZAFERLER AYI AĞUSTOS


Prof.Dr. Zafer KARAER
ozyalvac@ozyalvac.com.tr

Evet; 26 Ağustos 1071’de; 951 Yıl önce Sultan Alpaslan’la, Anadolu Türklerle tanışmış, asırlarca Selçuklu ve onlarca Türk beylikleri ile Anadolu’da Türk hakimiyeti devam etmiş ve 600 yıllık Osmanlı hükümranlığından sonra, Birinci Dünya Savaşı sonunda (1914-1918) Anadolu itilaf devletleri İngiltere başta olmak üzere Fransa İtalya, Rusya ve Yunanistan tarafından paylaşılmış, her şeyin bitti dendiği bir zamanda Çanakkale’de 1915’te “TAARRUZU DEĞİL, BEN SİZE ÖLMEYİ EMREDİYORUM” la istiklal yolunda ilk meşale Gazi Mustafa Kemal’le yakılmış, 4 yıl sonra 1919’da Samsun’da “Efendiler, bu durum karşısında tek bir karar vardı. O da millî hâkimiyete dayanan kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak… İşte İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da, Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başladığımız karar, bu karar olmuştur” ile istiklal meşalesi Anadolu’ya taşınmış…

“Türk’ün haysiyeti ve gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir”, temel felsefesi içerisinde, bu fikri milli dava haline getiren Gazi Mustafa Kemal Paşa ve yol arkadaşları istiklal meşalesinin aydınlığında istiklal yolculuğunu sürdürmüşler… Bu milli davayı Amasya, Erzurum ve Sivas’ta milletle paylaşıp, milleti bu milli dava etrafında bütünleştirip, milleti birleştirdikten sonra, 1920’de açılan meclisle “HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” diyerek, önce resmi olarak millet, sonra milli ordu oluşturulmuştur..

İstiklal savaşının kaderini tayin eden istiklale ilk adım 1921’de Sakarya’da (23 Ağustos- 13 Eylül 1921) “HATTI MÜDAFAA YOKTUR SATHI MÜDAFAA VARDIR, O SATIH BÜTÜN VATANDIR” diyerek atılmış ve 1 yıl sonra 26 Ağustos 1922’de YA İSTİKLÂL! YA ÖLÜM!” sloganıyla  30 Ağustos’ta Baş Komutanlık Meydan Muharebesi, “İstiklal Savaşı” kazanılmış (26-30 Ağustos 1922), bozguna uğrayan Yunan ordusunun İzmir civarındaki diğer birliklerle birleşmesini önlemek ve işgal altımdaki İzmir ve civarının düşmandan temizlenmesi için 1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR. İLERİ!” emriyle 3 koldan başlatılan olağanüstü savaş planı Takip Harekatı ile düşmandan önce 2 Eylül de harabe vaziyetteki Uşak kurtarılmış.. Takip Harekâtı ile kurtarılan her kasabanın, köyün, şehrin Yunanlılar tarafından yakıldığını, bölgedeki Türklerin de acımasızca katledildiğini gördüğünden Türk askeri dinlenmeden ve uyumadan, 9 Eylül de farklı birlikler tarafından Manisa, Bursa ve İzmir düşmandan temizlenmiş, .. Başkomutan İzmir’in alınışı dolayısıyla ordulara: “İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakarlığı hürmet ve takdirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır” tarihi mesajı ile 18 Eylül 1922 tarihine kadar sürdürülen Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu’daki Yunan askerleri sınırlarımız dışına çıkarılmış, verilen emir yerine getirilerek hedef olan Akdeniz’e ulaşılmıştır..

Takip Harekâtının başarı ile sonuçlanması yalnız Batı Anadolu’yu Yunanlılardan temizlememiş, aynı zamanda İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı’na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı’na kadar hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de büyük bir ustalıkla İtilaf Devletleri’nin işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarılmıştır..

Bugün Anadolu’da Türkiye Cumhuriyeti varsa, Türk Milleti varsa; Bugün vatandan, bayraktan, milletten ve milli duygulardan bahsedebiliyorsak; Malazgirt zaferini, Çanakkale Zaferini, Sakarya Meydan Muharebesi ve tabii ki İstiklal Savaşı Zaferini her zaman onurla gururla hatırlamamız gerekir.. Bu zaferlerin kahramanları Anadolu’yu bize armağan edenler; Sultan Alparslan ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere, silah ve fikir arkadaşları ile bugüne kadar aynı ruh ve anlayışla vatan, bayrak ve millet uğruna şehit düşenlerimizi ve gazi olanlarımızı minnet, şükran, rahmet ve saygıyla ne kadar ansak azdır. Kutlu olsun Malazgirt Zaferinin 951. Yılı, Kutlu olsun Sakarya Zaferinin 101. Yılı, Kutlu olsun İstiklal Savaşı Zaferinin 100. Yılı… Anadolu’muzda huzur, barış, iyilik ve güzellikler içinde daha nice 951, 101ve 100. Yıllar dileğiyle,

Selam, sevgi ve saygılarımla…

Zafer KARAER

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...