logo

reklam

ANTİK ÇAĞLARDAN GÜNÜMÜZE İNANÇ MERKEZİ YALVAÇ

Yalvaç, tarihin her döneminde dini yapıları ve kutsal yerleriyle inançların merkezi olmuştur. Tarih öncesi çağlardan “Pagan” dinlerinden başlayıp günümüzde de üç semavi dinin, Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık inancını birden yaşamış ve ibadethaneleri manevi miras olarak günümüze gelmiş kadim bir kent özelliği taşır.

Yalvaç’ın ismi bile bu manevi mirasa işaret eder; kelime anlamı olarak “resul”, “elçi” demektir ve ismiyle bile bu inanç merkezi olma özelliğini anlatır. Yalvaç’ın inanç merkezi olma özelliği çok tanrılı Pagan dinleri ile başlar. Paganizim, tanrısal varlıkları sembolize eden somut nesnelere tapınmayı ve atalara ya da doğaya tapınmayı kapsar. Antik kentte gezerken birçok yerde göreceğimiz boğa başı kabartmaları buna bir örnektir. “Boğa”, Ana tanrıçanın kutsal hayvanı olarak kabul edilir. Kimi tanrının kutsal hayvanı “aslan” bir diğerinin de “kartal”dır.

Men Kutsal Alanı

Yalvaç’ta erken inançların önemli bir merkezi de Men Kutsal Alanı’dır. Yalvaç’ın 5 km güneydoğusunda Gemen Korusu’nda bulunan merkez, kökleri 3 binli yıllara Mezopotamya’ya dayanan, “ay”ın gizemli gücüyle insanlara şifa dağıttığına inanılan tanrı Men’in Kutsal Alanı, hatta “kenti”dir. Burası sadece tapınağın olduğu bir yer değil, merkezdeki tapınağın çevresine dağılmış, inziva odaları, din adamlarının kaldığı evler, dini törenlerin yapıldığı küçük bir tiyatrosu ve en nihayetinde bir giriş kapısı bulunan benzeri günümüzde Vatikan’da görülen dini bir merkezdir.

Bu tür dini merkezler antik dönemin fabrikaları gibiydi. Yakın – uzak çevre yerleşimlerden gelen insanlar tanrı yada tanrıçadan şifa diler, şifa bulanlar da şükranlarını sunardı. Bu insanlar burada konaklar, yer içer tanrıya sunacakları hediyeleri buradan satın alırlardı. Yani canlı bir alış-veriş ve ticaret alanı oluştururdu.

Anadolu’da ilk dini sembol ana tanrıça “Kybele”dir. Kybele ilk olarak doğayla ilişkilendirilip kayada algılanır. Tapınaklarını kayalık alanlar oluşturur ya da kayaya oyularak tapınak şekline getirilirdi. Kadın olan tanrı şişman ve anaç bedeniyle bereketi ve doğurganlığı sembolize ederdi. Tanrıça Kybele’nin pişmiş toprak figürlerini bugün Yalvaç müzesinde görebilirsiniz.

Augustus Tapınağı

Antiokheia’nın önemli kutsal alanlarından bir diğeri olan Augustus Tapınağı, kayadan oyularak oluşturulmuş yapısıyla bize ilk olarak burada Kybele tapınımı olduğunu ispatlar. Ardından Roma İmparatoru kendini tanrılaştırınca en güzel tapınak yeri olarak zaten kutsal bir alan olan bu yere tapınağını yaptırmıştır. Yine alanın kutsallığının devamı olarak, Hristiyanlık serbest bırakıldıktan sonra, burası açık hava kilisesi olarak da kullanılmıştır.

Aziz Paul Kilisesi

Hristiyanlık dininin kutsal kitabı İncil’de ismi geçen bir yer olması ve hac merkezi niteliğiyle benzeri çoğu yerden ayrılır. Hristiyanlık dini için önemli bir karakter olan Aziz Paul, Hristiyanlık dininin Anadolu’daki ilk vaazını Yalvaç’ta, şimdiki Aziz Paul Kilisesi’nin kalıntılarının altında ki Musevi ibadet hanesi olan sinagogda verir.

Aziz Paul, Hristiyanlığı yaymak için M.S. 46 yılında yola çıktığında ilk Kıbrıs’a gider, oradan da gemiyle Antalya Perge’ye (günümüzdeki adıyla Aksu)gelir ve Perge’den yürüyerek, hiçbir yere uğramadan, doğrudan Yalvaç Pisidia Antiokheia’sına gelir, ilk vaazı vermek için. Yol üstünde onca kent varken hiçbir kentte durmadan doğrudan Antiokheia’ya gelmesi de bize buranın dini merkez olduğunu gösterir.

Devlethan Camii

1176 yılında yapılan ve II. Kılıçarslan’ın zaferiyle sonuçlanan Miryakefalon savaşı sonrası Selçuklular’ın gelmesiyle İslam dini bölgeye yerleşir. Ve son dinin, İslam’ın en güzel eserlerinden biri de Yalvaç’ın merkezinde bulunan Selçuklu eseri Devlethan Camii’dir. Devlethan camii, Yalvaç’ın bu dini merkez özelliğini gösterir şekilde antik kentten getirilen, her biri eski anıtsal yapıları oluşturan blok taşlardan inşa edilmiştir. Atalarımız bu eski uygarlıkların izlerinden korkmamış, yazıtlı ya da işlenmiş mimarı eleman parçalarını dışarıdan görülebilecek şekilde duvar örgüsüne yerleştirmiştir. Oysa isteseler bu işli yüzlerini duvarın görünmeyen iç tarafına da yerleştirebilirlerdi.

Çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere birçok dine kucak açmış, yüzyıllarca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Yalvaç farklı din ve inançlara ait ibadet yerlerine de görüldüğü üzere ev sahipliği yapmıştır. 23.10.2025

 

Ercan KAFAFÇI

Arkeolog

Etiketler: » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.