logo

reklam

Ankara’da Açılan İki Serginin Yalvaç’a Uzanan Öyküsü

Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesinde Ağustos ayı başında önemli bir sergi açıldı. Geçmiş yıllarda kaçak kazılarla ortaya çıkarılıp yurt dışına kaçırılan arkeolojik eserlerden yeniden ait olduğu topraklara dönen bronz eserlerin, haklı bir gururla, halkın bilgisine sunulduğu bir sergi.

2. Kılıçarslan

Her ne kadar kendi mesleğim olan Arkeolojiyi doğrudan yapamasam da hiçbir zaman arkeolojiden uzaklaşamadım, çıktığım seyahatlerde ya yolumun üzerindeki antik kentlere mutlaka uğradım ya da yolumu antik kentlerden, arkeolojik / tarihi alanlardan geçecek şekilde planladım. Ankara’da böyle bir serginin açıldığını duyunca ve üstelik bu sergide Yalvaç’taki antik kentten çıkarılan eserin de olduğunu duyunca gitmemek olmazdı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Cumhuriyet Tarihinin En Kapsamlı Arkeoloji Projesi, Geleceğe Miras Bir Vizyonun Doğuşu, Arkeolojinin Altın Çağı” adıyla açılan sergide kaçak kazılar sonucu Anadolu’dan kaçırılan eserlerden, Bakanlık uzmanlarınca sürdürülen uzun çabalar sonucu yurt dışından ülkemize iade edilen bronz eserler sergileniyor.

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde -2. kattaki sergi salonundaki eserlerin en ihtişamlısı Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un bronz heykeli. Gerçek boyutlardaki başsız heykel sergi salonunun ortasına bir altlık üzerine yerleştirilmiş. Ön cephesi hem sergi salonunun girişine hem de Kütüphanenin giriş kapısına bakar halde yerleştirilmiş. Böyle bir eserin yeniden ait olduğu topraklara kazandırılması büyük ve takdire şayan bir olay. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

İmparator Marcus Aurelius heykelinin hemen sol yanındaki duvarda, yine imparatora ait “İnsan inzivaya çekilmek için kendi içinden, kendi ruhundan daha huzurlu, daha sakin hiçbir yer bulamaz” sözü büyük puntolarla, iki bin yıllık geçmişten günümüz insanına bir nasihat gibi yazılmış.

Bunun yanı sıra yine bronz heykel başları da çevresinde sergilenmiş. Ayrıca Türk Arkeolojisi’nin efsane kadın arkeologlarından “Jale İnan” için de bir anma bölümü oluşturulması son derece anlamlı ve Hoca’ya vefa örneği olmuş.

Sergi, hem yurt dışından iadesi sağlanan eserleri hem de kısa zaman önce Bakanlık tarafından başlatılan “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında 12 ay kazı yapılan antik kentlerden getirilen eserleri de içeriyor.

Sergi kapsamında Yalvaç Pisidia Antiokheia Antik Kenti kazısında ortaya çıkarılan değerli taştan yapılmış Amulet de yer alıyor. Ancak ben gittiğimde bu eserlerin bulunduğu bölüm ziyarete kapatıldığı için maalesef görme fırsatı bulamadım.

Bu serginin yanı başında, bir başka solunda da “Selçuklu Medeniyeti Sergisi” açılmış. Bu sergide de yine, çini, seramik, taş oyma eserlerin yanı sıra, Yalvaç tarihi için önemli bir karakter 2. Kılıçarslan’ın birebir ölçülerde balmumu heykeli etkileyiciydi. Yalvaçlı hemşerilerimin selamını ilettim.

2.Kılıçarslan, hem Sultan Dağları eteklerinde Yalvaç yakınlarında 1176 yılında yapılan Miryakefalon Savaşında Bizans ordusuyla mücadele eden Selçuklu Sultanı olması hem de kardeşinin ismine yaptırılan, kent merkezinde bulunan Devlethan Camiii ile Yalvaç tarihi için önemeli bir yere sahip. Türk tarihi için de önemli; 1071 Malazgirt Zaferi nasıl Türklere Anadolu’nun kapılarını açtıysa Miryakefalon Zaferi de artık Anadolu’nun Türk yurdu olduğunun tescillendiği bir zafer. İşte bu özelliklerinden dolayı Yalvaç’ta bulunan üniversitenin kampüsü onun adını taşır.

Ankara’ya yolunuz düşerse, Yalvaç için de ayrı bir anlam taşıyan bu iki sergiyi ve kendi uygarlıkları için son derece önemli iki farklı devlet adamının gerçek boyutlardaki heykellerini görme şansını kaçırmayın. Üstelik, 6 ay süreyle açık kalacak sergilerin yanı sıra Millet Kütüphanesi’nin dünyadaki ünlü diğer örneklerinden farkı olmayan o ihtişamlı yapısını aynı zamanda görme imkânınız olur.

 

Ercan KAFAFÇI

Arkeolog

Etiketler: » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.