logo

ULUSAL ARŞİVLERDE YALVAÇ (1930-1937)

Yalvaç’ta HİLÂLİAHMER Menfaatine Bir Müsamere Verildi

Yalvaç (Hususi) – Hilâliahmer kurumu yıllık toplantısı yapılmış, idare heyetine Dr. Vıfkı Sarıgül, Avukat Süreyya, İcra Memuru Kâmil, Muallim Süleyman Ayaz, Bayan Hadiye Yalvaç Er, Belediye Azası Süleyman Coşkun, tüccardan Akif ve İbiş seçilmişlerdir.

Hilâliahmer menfaatine bir müsamere tertip edilmiş, Güller Diyarını Gülü adlı eser temsil olunmuştur. -SONPOSTA Gazetesi, 28 Mart 1935-

————-

Yalvaç Belediye Başkanlığı

Yalvaç (Hususi) – Vilâyet encümeni üyeliğine Belediye Başkanı Bay Edip, Bay Hamdi ve Bay Mümtaz seçilmişlerdir.

Bay Edip’ten boşalan Belediye Başkanlığına yeniden bir başkan seçilecektir. –SONPOSTA Gazetesi, 28 Mart 1935-

————

YALVAÇ’ta DOKTOR YOK

Yalvaç (Özel)- On bin nüfuslu “Yalvaç” kazasının en büyük dertlerinden biri, doktorsuzluktur.

Aylardan beri burada ne bir hükûmet doktoru, ne de hususî doktor vardır.

Hastalananlardan parası olanlar, 45 kilometre mesafede bulunan Akşehire gidiyorlar. Parası olmayanlar da Allahtan şifa bekleyip duruyorlar.

Doktorsuzluk yüzünden eczane de kapılarını kapamak mecburiyetinde kalmıştır. -SONPOSTA Gazetesi, 5 Nisan 1936-

——-

Yalvaç Civarındaki Kömür Ocağı

Yalvaç (Akşam) – Yalvaç’ın Yarıkkaya köyünde köylüler tarafından üç-dört sene evvel maden kömürü bulunmuştur. Bu köy kazaya 4 saat mesafede olup köylüler mühim mikdarda buradan çıkardıkları kömürleri Yalvaç ve civarında satıyorlar. Bu sene kilosu 60 paraya satılan bu kömür ocaklarına idarei hususiye vaziyet etmek üzere tahkikata girişmiştir.  -AKŞAM Gazetesi, 23 Ocak 1937-

————

Çok garib bir âdet

YALVAÇ’TA MİSAFİRLERİ TAŞLARLARMIŞ

Bir kültür müfettişi gözünden yaralanarak şehrimize getirildi

Kültür Bakanlığı genel müfettişlerinden Ekrem, Yalvaç orta okulunu teftiş etmek üzere otomobille giderken yolda otomobili çocuklar tarafından taşa tutulmuştur.

Atılan taşla otomobilin bütün camları kırılmış ve bir tanesi de Ekrem’in gözüne isabet ederek ağır surette yaralamıştır.

Ekrem, Yalvaç’ta göz doktoru bulunmadığı için Eskişehir’e gitmiş oradan da şehrimiz Cerrahpaşa hastanesine gelmiştir.

Dün hastahanede kendisile görüşen muharririmize, Ekrem, hâdise etrafında şunları söylemiştir:

-Yalvaç orta okulunu teftiş etmek üzere otomobille gidiyordum. Yolda yedi sekiz yaşlarında iki çocuk tarafından otomobilim taşa tutuldu. Ve atılan taşlardan bir tanesi sol gözüme isabet etti, yaralandım.

Gözümde bir takım küçük lekeler var. Onların da yavaş yavaş geçeceğini doktorlar söylüyorlar.

Şurasını işaret etmek isterim ki Yalvaç çocukları ve halkı her gelen yabancı misafiri taşlamağı kendilerine bir âdet edinmişlerdir.

Abideleri tetkik etmek üzere Yalvaça gelen bir İngiliz âliminin karısını da başından aynı suretle yaralamışlardır. Bunu kaymakam bana da anlattı ve pek müteessir olduğunu söyledi.,,

Ekrem bir kaç güne kadar tamamen iyileşerek hastaneden çıkacaktır. –HABER Gazetesi, 22 Mayıs 1935-

———–

YALVAÇ BULVARI

Yalvaç (Özel) – Belediye tarafından Uluborlu şosesinin başında bir bulvar yapılmaktadır. Ağaçlar dikilmiştir. Bulvar iki kilometre uzunluğundadır. İsmi Yalvaç bulvarıdır. – Son Posta Gazetesi, 13 Nisan 1936-

————–

MEMLEKET MEKTUPLARI

Yalvaç’ta Yeni Mektepler ve Gençlik

Yalvaç 4  (Hususi)- Burada yeni bir orta mektep açıldı. Esasen çoktan beri böyle hayırlı bir müesseseye ihtiyaç vardı. Şimdi bu orta mektebe bütün civar kasabalardan talebe gelmektedir. Yalvaç orta mektebinde Uluborlu, Eğirdirli, Şarki karaağaçlı ve Bolvadinli talebe vardır.

Uzak yerlerde oturan bu çocuklar mektebe leylî olarak kabul edilmişlerdir. Mektebin izci, spor ve diğer bir çokmutazam teşkilâtları vardır.

Mektebin kütüphanesi aynı zamanda kasabanın da kütüphanesi demektir. Çünkü bu kütüphane herkese açıktır. Kütüphane binası Yalvaçlı hâkim Ali Rıza efenditarafından vakfedilmiştir. Kütüphanede ikibin kitap vardır. Buraya ayda vasatî olarak 1000 okuyucu gelmektedir.

Yalvaçta ilk bakışta göze çarpan ateşli bir gençlik zümresi vardır. Bu gençler vakitlerini mektep kütüphanesinde geçirdikleri gibi Türk ocağının da muntazam kütüphanesinden istifade etmektedirler. Ocağınbundan başka iyi bir radyosu, spor alât ve edevatı vardır.

Ocak idaresi ara sıra gayet güzel müsamereler ve konferanslar verdirmektedir.

Türk Ocağı bu sene gayet ehemmiyetli vazifelerle meşgul olmaktadır. Ocak idaresi bütün civar köylere üçer kişilik irşat heyetleri göndermektedir.

Bu heyetler köylünün menfaatine taalluk eden konferanslar vermekte ve her gittikleri yerlerde iyi tesirler yapmaktadır.

Bu sene Yalvaçta mahsul oldukça iyidir. Ziraat kısmen yerli demirciler tarafından imal edilen pulluklarla yapılmaktadır.

Yalvaç köylüsü en ziyadesi afyon ziraati ile meşgul olur. Bu seneki afyon mahsulü çok iyidir. Köylüye can sıkıntısı veren fiatlerin düşüklüğüdür.

Üç ay afyonun okkası 30 – 40 lira idi. Yeni mahsul çıkınca bu fiat 8 liraya kadar inmiştir.

On gündür devam eden sürekli yağmurlar afyon mahsulü üzerinde mühim zararlar yapmıştır.

Yalvaçın pek yakınında Sultan dağının kenarında bir komşusu vardır: AKŞEHİR..

Yalvaç – Akşehir şosesi henüz ikmal edilmediği için iki kasaba arasındaki yol henüz ikmal edilmediği için iki kasaba arasındaki yol otomobil ile 6 saat kadar sürüyor. Mamafih yollarda hümmalı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Isparta vilâyeti bu hususta azamî bir gayret göstermektedir.

Yalvaçla Akşehir arasında katırcıların gidip geldiği bir de dağ yolu vardır. Bu yolda geçen sene birkaç yolcu soğuktan donmuş, dört posta beygiri de uçuruma yuvarlanarak ölmüştü.. Bu dar ve arızalı yolun da düzeltilmesine başlanacaktır. Yalvaçla Akşehirin yalnız bir şikayeti var. Bu iki kaza merkezine haftada iki kere posta uğruyor.. Bunun için Yalvaç ve Akşehir pek çok mahrumiyetlere maruz kalıyor. Haftada hiç olmazsa dört posta yapılsa..

Akşehirin ihtiyacı da hükûmet konağı meselesidir. Maalesef bu kazanın kendisine lâyık bir hükûmet konağı yoktur. Akşehirde Türk Ocağının açtığı lisan kursları büyük bir rağbete mazhar olmaktadır. Kurslar her sene fazlalaşan mevcutları ile faaliyetlerine devam etmektedir.

-AKŞAM Gazetesi, 13 Temmuz 1930-

——-

Yalvaçta Su Çıktığı Membaı

Yalvaç (Özel) – Burayi İsviçre kasabalarına benzetenler çoktur. Sultan dağında Ağlayan Baba denilen yerde “Su Çıktığı” adı verilen büyük bir kayanın içinden çıkan bu berrak su, bütün Yalvaç halkıyla civar köyler halkının içme suyu ihtiyacına cevap vermektedir.

Bu suyun daha Romalılar zamanında mükemmel kârgir borularla “PisitiaAntion”şehrine akıtıldığı anlaşılmaktadır. Bu su yollarının harabeleri hâlâ durmaktadır.

Bu su membaının biraz ilerisinde, 120 metrelik bir şelâle yapmaktadır. Bu noktada 1000 beygirlik bir muharrek kuvvet elde etmek mümkündür. Bundan istifade edilerek bir elektrik santrali tesisi temenni edilmektedir.

Su çıktığı suyundan ancak membaında istifade etmek mümkündür. Çünkü su biraz ileride kirlenmekte ve halkın mühim bir kısmı bu kirli suyu kullanmak mecburiyetinde kalmaktadır. Belediyenin bu suyu demir borularla şehre akıtması bütün Yalvaçlıları sevindirecektir.

–SONPOSTA Gazetesi, 5 Nisan 1936-

———

Yalvaç Cumhuriyet Meydanı Güzelleştiriliyor

Yalvaç (Hususi) – Belediye tarafından Cümhuriyet meydanı mart başlangıcından beri düzeltilmekte ve genişletilmektedir. Düzelen meydanın dört çevresi akasya ve çam ağaçlarile donatılmıştır.

İlçebaya verilen rapora göre meydanın bir dönüm kadar olan yeri çimenlik olacaktır. Tohumlar gelmiş ve cetveller açılmağa başlamıştır. –SONPOSTA Gazetesi, 6 Nisan 1936-

———

Yalvaçta Bağcılık

Yalvaç (Hususi) – Filoksera hastalığından harap olan bağlar yeniden uyandırılmaktadır. Belediye Amerikan çubukları getirterek halka dağıtmaktadır. Şimdilik beşbin dönüm kadar bağ karılmıştır. Eski bağ yerlerinden başka yeniden bahçe aralarında bağlar tanzim edilmektedir. –SONPOSTA Gazetesi, 6 Nisan 1936-

Etiketler:
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.