logo

Anadolu’yu Tanımak


Ünal Örnek
unalornek@hotmail.com

Şöyle bir düşünün üstünde yaşadığımız Anadolu topraklarını ne kadar tanıyoruz. İnsanlık tarihine yön veren tarihsel geçmişe sahip bu topraklarda neler yaşanmıştı? Hangi medeniyetler kurulmuştu? Her bir medeniyet insanlığa neler bırakmıştı? Bu topraklarda yaşanan acı ve tatlı günlerden geriye neler kalmıştı? Neden bu topraklarda doğan ve dünyaya yayılan birikimlerden bizler neler aldık? Bu topraklarda ortaya konulan medeniyetleri ne kadar anladık? Anadolu topraklarında attığınız her adımda karşınıza çıkan geçmişi yansıtan kalıntılara, üretilen eserlere baktığınızda neler hissediyorsunuz? Geçmişten günümüze uzanan seslere ne kadar kulak veriyoruz?

Anadolu’nun tarihsel zenginlikleri Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün de  (UNESCO) dikkatini çekmektedir. UNESCO tarafından belirlenen ve dünya çapında koruma altına alınan kültürel ve doğal varlıklardan oluşan Dünya Miras Listesinde, Türkiye’de bulunan 15 kültür varlığı yer almaktadır. Aslında Anadolu’nun her köşesinde insanlık tarihi için önemli sayısız kültür varlığı ile doludur. Bazıları toprak altından çıkarılmayı beklemektedir.

Dünya tarihinin en önemli mitolojik olayları bu topraklarda gerçekleşmiştir. Mitolojik hikayeler bu topraklarda yazılmıştır. Dünya tarihinin birçok önemli eseri bu topraklarda üretilmiştir. Anadolu dinler için en önemli rota ve yerleşim yeri olmuştur. Değerli filozoflar, yazarlar ve sanatçılar bu topraklardan çıkmış görüşleri ve eserleri tüm dünyaya yayılmıştır. İnsanlık tarihinin köklerini araştırmak isteyen bilim adamları, tarihçiler ve araştırmacılar çalışmalara bu topraklardan başlamışlardır.

Bu topraklarda yaşayan birçoğumuz insanlık için ne kadar önemli topraklarda yaşadığımızın farkında değiliz. Bu topraklarda yaşamadığı halde Anadolu’nun tarihine ilgi duyan birçok insan Anadolu tarihini bizlerden daha iyi inceliyorlar, biliyorlar ve eserler üretiyorlar. Bizler çoğu kez Anadolu’nun geçmişini onlardan öğreniyoruz.

Ülkemizde bir kesim olaya turizm geliri olarak bakıyoruz. Yıllarca yaşadığı tarihi mekanları bilmeden ve öğrenmeden yaşıyoruz. Evet iyi bir bacasız sanayiye sahibiz diyoruz. Ama yüksek müze ücretleri nedeniyle çoğu kez müzelerin kapısından dönüyoruz. Tarihi zenginliğin ortasında bir yabancı olarak yaşadığımızın farkında değiliz. Sahip çıkamadığımız ve uzak kaldığımız tarihi mekanlar bazen kötü niyetli kişiler tarafından tahrip ediliyor. Kaçak kazı yapanlar birden zenginleşme hayali içinde tarihimizi çalarak satmaya çalışıyorlar. Kaçırılan eserler yurtdışında tarihi eser satan antikacıları ve müzeleri süslüyor.

Birçok ülkede ellerinde sınırlı sayıda olan tarihi eserleri nasıl değerlendireceklerinin hesabını yapılırken, kültürlerini renklendirmek için yeni müzeler yaratma peşinde koşuyorlar. Bizler elimizdeki en değerli kültür kaynakların kıymetini bilmiyoruz. Onlar yeni nesillerine topraklarındaki tarihi geçmişi tanıtırken bizim çocuklarımız adeta coğrafyamıza yabancı yetişiyor. Çevrenize sorun bakalım yöresindeki tarihi şehirlere ve müzelere okullardan kaç öğrenci gidebiliyor? Öğrenciler ve yöre insanı yaşadığı yerlerle ilgili ne kadar bilgi sahibidir?

Yaşadığımız Anadolu topraklarında bugüne kadar Hititler, Frigler, Lidyalılar, İyonlar, Urartular, Persler, İskender İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve birçok küçük şehir devleti kurulmuş ve yıkılmıştır. Bunlar bilinen ve bilgi elde edilen medeniyetlerdir. Birde bilgi sahibi olamadığımız ve hala sırrını koruyan tarihi şehirler bulunmaktadır. Tüm bu medeniyetler tarihi ve kültürel zenginlikler yaratmışlar ve bu topraklara bırakmışlardır. 1071’den bile önce bu topraklarda yaşayan biz Türkler kendi değerlerimizi bu topraklara katarken, geçmişin zenginlikleri ile kendi değerlerimizi birleştiriyoruz. Anadolu’nun çok renkli ve zengin tarihi ile bütünleşiyoruz.

Günümüzde bu topraklarda yaşanmış gelenek ve görenekler, yemekler, oyunlar ve müzikler Anadolu’ya özgü hale dönüşmüştür. Bu topraklarda doğan ve büyüyen insanlar bazı çevrelerce farklı gösterilmek istense de, Anadolu insanı birbirine benzemektedir. İnsan sevgimiz, neşemiz, üzüntümüz aynıdır. Aynı şarkılarla neşelenmekte ve üzülmekteyiz. Aynı fıkralara gülmekteyiz. Benzer müzik enstrümanlarını kullanmaktayız. Anadolu’dan uzak gurbette isek aramızdaki fark birden ortadan kalkmaktadır. Anadolu topraklarının büyülü havası etkilemekte ve kucaklamaktadır.

Bulunduğu coğrafya Anadolu için hem şans hem de şanssızlık olmuştur. Cazip bir bölge olması nedeniyle her medeniyet Anadolu’yu ele geçirmek istemiştir. Anadolu’nun üç tarafının denizlerle çevrili oluşu, Avrupa ve Asya arasında köprü olması ve Afrika’ya denizden ve karadan ulaşma imkanının olması, tarımsal üretim için iklim avantajı, verimli topraklara ve su kaynaklarına sahip olması her zaman dikkat çekmiştir. Diğer taraftan Anadolu’nun Mısır, Ege ve Yunan Medeniyetlerine olan yakınlığı bu cazibeyi daha da artırmıştır. Bu nedenle Anadolu toprakları birçok hakimiyet savaşlarına sahne olmuştur.

Tarih boyunca göç ve istilalar eksiz olmamıştır. Buna yaşanan depremleri eklerseniz Anadolu insanının yaşadığı zorluklar ve ödenen bedeller daha iyi anlaşılmaktadır.

Anadolu’yu tanımak aslında yaşadığımız topraklara karşı bir görevimiz ve geleceğe karşı sorumluluğumuzdur. Anadolu’ya saygımız, maddi ve manevi tüm değerleri sahiplenmektedir. Anadolu’yu tüm değerleriyle ve insanlarıyla kucaklamaktır. Anadolu’yu tanıyalım, tanıtalım ve değerlerine sahip çıkalım.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...
  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...