logo

TÜRKİYE’DE BELEDİYE BAŞKANLIĞI ve BELEDİYE MECLİSİ SEÇİM SİSTEMİ

Bülent ÖZGÜL

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi

 

Belediyeler, yerinden yönetim ve hizmet üretme kuruluşları olarak daha etkin ve verimli bir yönetim modeli olmanın yanında, bulunduğu beldede vatandaşların yönetime katılması ve etkin temsilini sağlayarak demokrasinin yaygınlaştırılmasını kolaylaştırırlar.

Çeşitli ülkelerde uygulanan ve farklı kriterlerle oluşturulan belediyelerin görev ve sorumlulukları standartları ve belediye seçim sistem ve yöntemleri, o ülkelerin koşullarından kaynaklanan pek çok farklılık içermektedir. Ülkenin coğrafi şartları, nüfus dağılımı, sosyal ve siyasal özellikleriyle hukuki düzeni; belediye teşkilatlarının şekillendirilmesine etki eden belli başlı faktörlerdir.

Türkiye’de belediyeciliğin doğuş ve gelişim tarihi, Batı ülkeleriyle karşılaştırıldığında çok eski değildir. Ülkemizdeki belediyelerin merkez yönetimi karşısındaki gücü, yine Batı ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça zayıftır. Demokrasi hayatına katkısı her ne kadar yadsınamasa da, Türkiye’deki belediyecilik uygulamalarında yönetime katılma ve temsil kabiliyeti de sınırlıdır.

Çalışmanın ana konusunu oluşturan belediye başkanlığı ve belediye meclisi seçim sistemleri, ülkemizde belediye teşkilatından umulan fonksiyonların istendiği şekilde yerine getirilememesinin en önemli faktörü olmasa da, çeşitli örneklerde de görüldüğü gibi, etkin faktörlerden biridir.

Ülkemizde uygulanan belediye başkanlığı ve belediye meclisi seçim sisteminin ortaya çıkardığı belli başlı üç sorun bulunmaktadır.

Bunlardan ilki, belediye başkanının yetersiz bir seçmen oranının desteğine sahip olmasıdır. Belediye başkanı seçiminde uygulanan basit çoğunluk sistemi, bazen oldukça düşük oranlarla seçimin kazanılmasına yol açmakta, çoğu zaman da seçilen başkanın salt çoğunluk (%50+1) sınırına ulaşmadan seçimi kazanmasına neden olmaktadır. Bu durumun ortaya çıkardığı çeşitli olumsuzluklar söz konusu olabilmektedir. Bu olumsuzluklardan ilki, seçilen başkanın çoğunluğun değil, oransal olarak daha az seçmenin desteğiyle seçilmiş olması; karşısında doğal olarak büyük bir seçmen kitlesinin oluşmasıdır. Bu durum, başkanın icraatlerinde daha geniş bir toplumsal destek almasını engellediği gibi, güçlü kararların alınabilmesine de engel olabilmektedir. Bir diğer olumsuzluk da, çoğunluğun muhalefetiyle karşı karşıya bir belediye yönetiminin, hele de genel iktidarla ters bir partiye mensupsa, hizmet etkinliği ve kamuoyu desteğinin baştan düşük olması sonucunu doğurmasıdır.

Söz konusu seçim sisteminin getirdiği ikinci olumsuzluk, belediye başkanlığı seçimini kazanan ismin, belediye meclisindeki desteğinin de yeterince güçlü olmamasıdır. Her ne kadar, seçim sistemi, belediye seçimini kazanan aday ve partiyi destekleyici bir özelliğe sahip olsa da, basit çoğunluk sisteminin uygulanıyor olması, bazen çok düşük oranlarla belediye başkanlığı seçiminin kazanılmasına; buna karşın mecliste muhalif partilerin daha çok üyelik kazanmasına yol açmaktadır. Ülkemizde bunun çok sayıda örneği görülmektedir. Kullanılan oyun yarıdan azıyla seçilen bir belediye başkanının meclisteki üyelerinin azınlıkta olması, alınacak pek çok kararda başkanın elini zayıflatmakta, bazen de kritik sayıda bir çoğunluğa sahip olunması nedeniyle, belediye meclis üyelerinin belediye başkanına yönelik dayatmalara girişmesi; etkin bir belediye yönetiminin oluşturulmasını engellemektedir.

Belediye seçimlerinde uygulanan sistem ve yöntemin üçüncü getirdiği olumsuzluk da, belediye meclislerinde toplumun değişik kesimlerinin yeterince temsil edilememesi, bir başka deyişle eksik temsil sorunudur. Belediye başkanının daha güçlü bir icra yönünün olması için güçlü bir meclis desteğinin önem taşıdığı tartışmasızdır. Mevcut sistem, bu desteğin oluşturulması noktasında bazen yetersiz kaldığı gibi bazen de bazı partilerin aşırı, bazı partilerin de eksik temsiline yol açmaktadır. Bu durumda hem yerel demokrasinin gelişimi hem siyasi katılım olumsuz etkilenmekte ve hem de farklı kesimlerin taleplerinin belediye yönetimine ulaşması engellenmektedir. Bunun diğer olumsuz etkileri de, belediye yönetimine, alınacak kararlara etkisinin olamayacağı düşüncesinin seçmenlerde siyasi katılımı ve seçime katılımı azaltması, geçersiz oylarının oranının artması şeklindedir. Bu da, sağlıklı bir yerel demokrasinin oluşumu ve sosyal denetimle belediye yönetiminin doğru yönlendirilebilmesini olumsuz etkilemektedir.

Bu ve başka sayılabilecek olumsuzluklar nedeniyle, hem daha güçlü ve etkin bir belediye başkanı ve meclis oluşumu hem de bütün kesimlerin güçleriyle orantılı olarak mecliste temsili; güçlü ve demokratik bir belediye yönetimi ve yerel demokrasinin oluşumu bakımından Türkiye’de belediye seçim sistem ve yöntemlerinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç duyulduğu görülmektedir.

5393 Sayılı Belediye Kanunu’na göre, belediye, “Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini” ifade eder.

Aynı kanunun 37. maddesinde belediye başkanıyla ilgili olarak, “Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Belediye başkanı, ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilir.” ibaresine yer verilmiştir.

Yine aynı kanunun 17. maddesi belediye meclisini “Belediyenin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilmiş üyelerden oluşur.” şeklinde tanımlamıştır.

Türkiye’de belediye başkanlığı ve belediye meclisi seçimleri, 2972 Sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun hükümleri doğrultusunda gerçekleştirilir. Anılan kanunun 2. Maddesine göre, “Mahalli idareler seçimleri serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esasına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.”

Aynı maddenin ikinci fıkrası belediye başkanlığı ve belediye meclisi seçim sistemlerini şu şekilde düzenlemiştir: “İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır.”

Yani, Türkiye’de belediye başkanlığı seçimlerinde basit çoğunluk sistemi uygulanmakta olup, rakiplerinden en az bir oy fazla alan belediye başkanı adayı seçimi kazanmaktadır.

Bu sistem nedeniyle, ülkemizde bazen çok düşük oy yüzdesiyle belediye başkanı seçilmesi mümkün olmaktadır.

Bu husus da, 2972 sayılı kanunun “Belediye başkanlıklarına seçilenlerin tespiti” başlıklı 22. maddede şu şekilde düzenlenmiştir: “Sandık kurullarınca gönderilen belediye başkanı seçimlerine ilişkin tutanaklar ilçe seçim kurulu tarafından birleştirilerek en çok oy alan aday, başkanlığa seçilmiş olur. Büyük şehir belediye başkanı seçimlerine ilişkin ilçe birleştirme tutanakları ilçelerden il seçim kuruluna gönderilir. İl seçim kurulu tarafından bu tutanaklar birleştirilerek en çok oy alan aday, büyük şehir belediye başkanlığına seçilmiş olur.”

Belediye meclis üyelikleri seçiminde hesaplama yöntemi de aynı kanunun “İl genel meclisi ve belediye meclisi üyeliklerine seçilenlerin tespiti” başlıklı 23. maddenin a bendinde şu şekilde düzenlenmiştir: “Siyasi partilerin ve bağımsız adayların elde ettikleri il genel meclisi ve belediye meclisi asıl üye sayısı aşağıdaki şekilde hesaplanır:

Bir seçim çevresinde kullanılan geçerli oy toplamının onda birine tekabül eden sayı, bütün partilerin ve bağımsız adayların aldıkları oy sayısından ayrı ayrı çıkarılır. Bu çıkarmadan sonra geriye oyu kalmayan siyasi partiler ve bağımsız adaylar üye tahsisinde hesaba katılmaz.

Yapılan çıkarmadan sonra geriye oyu kalan siyasi partilerin ve bağımsız adayların isimleri alt alta, kalan oyları da hizalarına yazılır. Bu sayılar önce bire, sonra ikiye, sonra üçe … şeklinde devam edilmek suretiyle o seçim çevresinin çıkaracağı asıl üye sayısına ulaşıncaya kadar bölünür. Elde edilen paylar, siyasi parti ayırımı yapılmaksızın, en büyükten en küçüğe doğru sıralanır Belediye ve il genel meclisi üye tamsayısı kadar üyelikler, bu payların sahibi olan siyasi partilere ve bağımsız adaylara, sayıların büyüklük sırasına göre tahsis olunur.

Son kalan asıl üyelikler için birbirine eşit rakamlar bulunduğu takdirde bunlar, aralarında ad çekmek suretiyle, tahsis yapılır.

10 uncu madde uyarınca kontenjan adayı gösterilen belediye meclis üyesi seçim çevrelerinde bu maddeye göre yapılan bölme işlemi kontenjan sayısı çıkarılmak suretiyle yapılır. Kontenjan adayı gösterilen bu seçim çevrelerinde geçerli oyların en çoğunu almış olan siyasi partinin kontenjan adayları belediye meclis üyeliğini kazanmış olurlar.”

Anılan kanunun 3. maddesine göre, “Belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri seçimi için, her belde bir seçim çevresidir.” hükmünü içerir ve kanunun 5. maddesinin b bendi, seçim çevrelerinin nüfus büyüklüklerine göre belediye meclis üyesi sayılarını belirlemiştir. Buna göre, belediye meclisi üyelikleri için son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre:

Nüfusu 10.000’e kadar olan beldelerde 9,

Nüfusu 10.001’den 20. 000’e kadar olan beldelerde 11,

Nüfusu 20.001’den 50. 000’e kadar olan beldelerde 15,

Nüfusu 50.001’den 100. 000’e kadar olan beldelerde 25,

Nüfusu 100.001’den 250. 000’e kadar olan beldelerde 31,

Nüfusu 250.001’den 500. 000’e kadar olan beldelerde 37,

Nüfusu 500.001’den 1. 000.000’a kadar olan beldelerde 45,

Nüfusu 1 000 000’dan fazla olan beldelerde 55 Asıl ve aynı sayıda yedek üyelik hesaplanır.

Belediye meclisi seçiminde, kontenjan üyelikleri seçimi kazanan belediye başkanının mensup olduğu partinin listesine verilirken, bunun dışında kalan meclis üyeliklerinin dağıtımında % 10 barajlı d’Hondt sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemde, geçerli oyların yüzde 10’unun bütün partilerin aldıkları oydan düşürülmesi sonucunda, düşük oy alan partilerin meclis üyesi çıkarma şansı kalmamaktadır. Belediye başkanının hizmet üretmede elini güçlendirmeyi hedefleyen bu düzenleme, diğer taraftan farklı görüşlerin belediye meclisinde temsiline engel olmaktadır. Bu sistemde, geçerli oyların yüzde 10’unun bütün partilerin aldıkları oydan düşürülmesi sonucunda, düşük oy alan partilerin meclis üyesi çıkarma şansı kalmamaktadır. Belediye başkanının hizmet üretmede elini güçlendirmeyi hedefleyen bu düzenleme, diğer taraftan farklı görüşlerin belediye meclisinde temsiline engel olmaktadır.

Sistem basit bir örnek üzerinden şöyle görülebilir:

Nüfusu yirmi binin üzerinde olan ve 15 belediye meclisi üyeliği seçimi hakkına sahip bir ilçede, geçerli 10. 000 oy kullanıldığında, aday partilerin aldıkları oyların şu şekilde gerçekleştiği varsayılsın:

A Partisi B Partisi C Partisi D Partisi E Partisi F Partisi G Partisi
2.500 2.260 1.800 1.250 1.000 750 440

 

Seçimi A Partisi adayının kazandığı varsayımıyla 2 kontenjan üyeliğini A Partisi kazanır. Kalan 13 üyeliğin dağılımı için önce geçerli oy sayısının %10’u tüm partilerin aldığı oydan çıkarılır ve partilerin kalan oyları sırasıyla 1’e, 2’ye, 3’e, … 13’e bölünür. Bu bölüm işlemi sonunda sırasıyla 13 meclis üyeliği partilere dağıtılır. Geçerli oyun % 10’unun düşülmesinin ardından partilerin aldıkları oylar şu şekilde dağılır.

A Partisi B Partisi C Partisi D Partisi E Partisi F Partisi G Partisi
1.500 1.260 800 250 0 0 0

 

Yüzde onluk barajın düşülmesinin ardından oyları sıfırlanan partiler hesaplamadan çıkarılır ve kalan partilerin oyları sırasıyla 1’e, 2’ye, 3’e, … 13’e bölünür ve üyelikler dağıtılır.

Bölüm A Partisi B Partisi C Partisi D Partisi
1 1.500 (1) 1.260 (2) 800 (3) 250
2 750 (4) 630 (5) 400 (8) 125
3 500 (6) 420 (7) 267 (12) 84
4 375 (9) 315 (10) 200
5 300 (11) 252 (13) 160
6 250 208 133
7 214 179 114

Bu sonuçlara göre, kazanan belediye başkanının partisi 2’si kontenjan olmak üzere toplam 7 meclis üyeliği kazanırken; muhalefet B partisi 5, C partisi 3 olmak üzere toplam 8 üyelik kazanmış olur. Diğer yandan, D, E, F ve G partilerine oy veren 3.440 oy (geçerli oyların %34,4’ü) mecliste temsil şansını elde edemezler.

 

YALVAÇ’TA KRİTİK BİR SEÇİM BİZİ BEKLİYOR

Yalvaç’ta 31 Mart 2024 Pazar günü gerçekleşecek seçimler için oldukça karışık bir görüntü ortada. En az dört adayın iddialı şekilde yarıştığı seçimlerde bir adayın bağımsız olarak yarışması, meclis aritmetiğinin de belediye başkanlığı seçiminin de dengesini bozacak gibi görünüyor. Yapılan araştırmalar ve gözlemler, Yalvaç’ta belediye başkanlığı seçiminin kıran kırana geçmesini ve çok küçük farkla seçimin galibinin belirleneceğini gösteriyor.  Meclisteki durum da buna bağlı olarak oldukça karışık olacak, muhtemelen başkanın partisi mecliste çoğunluğu elde edemeyecektir. Seçimi kazanan adayın listesi 6-7, muhafeletse 8-9 üyelik kazanabilir. Bağımsız aday kazanırsa da çok parçalı bir meclis yapısı oluşması kaçınılmaz görünüyor.

Etiketler: » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.