logo

reklam

Isparta’daki faylarda 100 yıldır enerji birikiyor

Isparta Mimarlar Odası Başkanı Caner Ataseven, bu yıl dördüncüsü yaşanan deprem hakkında açıklamalarda bulundu.

Nisan ayında yaşanan 1,9 büyüklüğündeki deprem için sosyal medyasında yaptığı açıklamada ‘Neden 1.9’u 3.5 şiddetinde hissettik’ demişti. Başkan Atseven, 2011’den önce yapılan binaların depreme dayanıklılık konusunda şüpheli olduğuna dikkat çekerek; “Daha da yüksek şiddetli depremlerde yaşanacak senaryoyu düşünmek bile istemiyorum ben” dedi.

Geçtiğimiz cumartesi günü 2.0 büyüklüğündeki deprem kent merkezi genelini etkiledi ve ciddi korkuttu. Yerleşim alanlarının zemininin gevşek olması nedeniyle deprem şiddeti 1-2 kat daha fazla hissediliyor. Öte yandan kent genelinde denetimi eksik binalar ve bakımsız eski yapı sayısı da oldukça fazladır. Olası bir depremde ise bu 2 kriter risk boyutunu artırıyor.

1914 tarihinde Burdur merkezli 7.1 büyüklüğünde olan deprem Isparta’da da büyük yıkımlara neden oldu. Bu nedenle birçok tarihi yapı tuzla buz olarak geçmişe gömüldü. Yüz yılı geçik bir enerji birikimi hakkında konuşan Başkan Ataseven ise; “Beni felaket tellalı diye anacaklar fakat deprem anında yaşadığımız panik atak durumunu biraz da deprem olmadan yaşasak şu anda can riskimiz büyük oranda azalmıştı” dedi.

Kentsel dönüşümün deprem riskini düşürmek için en gerçekçi çözüm olduğunu vurgulayan Ataseven; “Isparta’da bu yıl hissedilen dördüncü deprem oldu. Neden daha önceki 1.9’u 3.5 şiddetinde hissettik? AFAD’ın verdiği veriye göre 2 şiddetinin altını insanlar hissedemez. Son olan 2 büyüklüğündeki depremi hissetmememiz gerekiyordu ama çok ciddi hissedildi. Hatta 48 saat içinde gerçekleşen 3. deprem 1.2 büyüklüğündeydi onu bile hissettik. Bu çok tehlikeli bir durum. Daha da yüksek büyüklükteki depremlerde yaşanacak senaryoyu düşünmek bile istemiyorum ben. 1.2 veya 2.0 büyüklüğündeki depremlerin haber değeri bile olmamalıdır. Elimizden bir şey gelmemesi en kötüsüdür. Bu konuda önereceğim şeyler her zaman aynıdır; Devlet teşviklerinin artması, önünün açılması ve yine kentsel dönüşümün de en büyük ilaç olduğudur” dedi.

Çoğunlukla yapı denetimli yeni binalar olduğu için İyaş çevresindeki apartlarda yaşayan öğrencilerin, güvende olduğunu belirten Ataseven; “İşin başka bir boyutu da var. Mimar ve müteahhit bir arkadaşım bizzat kendi yaptığı ve kendi yaşadığı sağlam bir binada da depremin hissedilmiş olmasıdır. ‘Kendim yaptım, kendim tasarladım, yapı denetiminden hiçbir şeyden sakınmadım. Her yere perde duvarlar koydum. Fakat öyle bir sallandım ki ben bile korkuyorum ve güvenemiyorum’ diyor. O bile böyle diyorsa 40 yıllık binalarda oturanlar da büyük risk altında. Yalnızca 2011 yılından sonra yapılan binalarda yapı denetimi var. Bir depremde en fazla hasar alabilirler, göçmelerini beklemiyoruz. Özellikle İyaş çevresindeki öğrencilerin yaşadığı apartmanların birçoğu da denetimli kategorisine giriyor. Mesele 2011 öncesi binalardır. Onlar kapalı kutudur. İskan alındıktan sonra kat çıkılıyor. Maalesef bu hayati konuyla ilgilenen de yok, bu acı durumu değiştirmeye çalışan da yok” diye konuştu.

Etiketler: » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.