logo

İngiltere- Türkiye işbirliği KKTC’ye yansır mı?


Dr. Yurdagül Atun
yurdagulBEYOGLU@hotmail.com

Financial Times’ta, geçen yıl çıkmış bir yazı.

Birileri çevirdiyse de görmedim. Geçtiğimiz günlerde gözüme çarptı, şaşkınlıkla okudum.

Laura Pitel’in Ankara’dan edindiği bilgilerle desteklediği makaleyi Peggy Hollinger ve David Bond kaleme almış.

Yazıda özetle şu ifadeler yer alıyor: “İngiltere, Ankara ile ticaret ilişkisini geliştirmek istiyor. Türk yetkililer, Rolls-Royce’un hassas teknolojiyi kendileriyle paylaşmasını talep ediyor. Türkiye ve İngiltere Bakanları, beşinci nesil bir savaş uçağı geliştirmek için amiral gemisi ortaklığını kurtarmak için savaşıyorlar. İngiliz Aero-Engine grubu Rolls-Royce, Türkiye’nin ilk yerli savaş uçakları üretmek için iddialı bir proje olan TF-X jet’te motor geliştirme sözleşmesini teklif etmek için Türk Sanayi devi Kale ile birlikte çalışıyor. Program, milliyetçi desteği güçlendirmek ve Türkiye’nin birçok NATO müttefiki ile büyüyen sorunlar arasında yabancılara olan bağımlılığını azaltmak için bir ulusal savunma endüstrisi kurmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir önceliktir.”

Yazının bana göre en güzel kısmı da “Aynı zamanda Türkiye ile ticaret ilişkisini geliştirmek isteyen ve muharebe jetinin üretimi 2020’lerin ortalarında sona erdikten sonra -İngiltere’deki savaşçı programlarının kıtlığı göz önüne alındığında- İngiltere’nin askeri uçak geliştirme yeteneğini korumanın anahtarı olarak ortaklığı gören İngiltere için de çok önemlidir” sözleri.

Buradan, İngiltere’nin Türkiye’yi önemli bir ticari partner olarak gördüğü anlaşılıyor.  Zaten, Ocak 2017’de Türkiye’yi ziyaret eden dönemin başkanı Theresa May’in savaş uçağı ortaklığına istinaden “Türkiye ile yeni ve daha derin bir ticaret ilişkisinin başlangıcı ve önümüzdeki on yıllar boyunca İngiliz ve Türk işlerini ve refahını potansiyel olarak güvence altına alacak” sözleri de bunun doğruluğunu kanıtlıyor.

Bu makaleyi iyi okuduğumuzda, S400’lerin alımının ardından “aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık” durumuyla kıvranan Amerika’nın, “Türkiye’nin NATO’ya katkısı ve işbirliği F-35’lerden çok daha derin ve kapsamlıdır” diyerek her mecranın algoritmasına hakim olamayacağı gerçeğini teslim etmesi, Türkiye’yle işbirliğine hevesli ülkelerin varlığına bağlamak olası.

Bir yandan Rusya ile yapılan S400 anlaşması, diğer yandan İngilizlerle yapılacak savaş uçağı, elektronik istihbarat sistemleri anlaşmaları… Ki, Türkiye’nin İngiliz BEA Sistems ile ortaklaşa üzerinde çalıştığı, 5. nesil savaş uçağı projesi olan TF-X’in 2023’te uçuşa hazır olacağı söyleniyor.

Durum böyleyken, İngiltere ve ABD’nin, Türkiye üzerinden nüfuz savaşlarına girdiği, bu savaşın ise dünya dengelerini değiştireceği görünüyor. Türkiye’nin, Rusya’ya bağlanmasının mümkün olmadığını gören veya buna engel olmak isteyen İngiltere, sahaya sürdüğü siyasi ve ekonomik aktörlerle Türkiye’ye yanaşmaya çalışıyor. Tüm bu gelişmelerden anladığımız, ABD ile ilişkilerin böyle gergin kalması halinde Türkiye’nin Rusya’ya değil, İngiltere’ye doğru itileceği, İngiltere’nin de bu işbirliği için kucak açtığıdır.

Buradan KKTC’ye ekmek çıkar mı? Bence çıkar. Garantörlerden biri olan İngiltere, Türkiye’yle ilişkilerini güçlendirdiği takdirde, birden, unuttuğu 1950-1960 yılları arasında başına bela olan Rum terör ve katliamlarını hatırlayıverir. Şimdiye kadar açmadığı arşivlerini açar ve Kıbrıs sorununun hiç de Rum’un iddia ettiği gibi 1974’te başladığını dünyaya anlatıverir. Hani, “biz az bir araştırmayla gerçeklere ulaşıyorsak, dünyanın en gelişmiş arşivine sahip İngiltere, önce kendisine, sonra Kıbrıs Türklerine yönelen EOKA terörünü neden gündeme getirmiyor, Kıbrıs Adası’nda yaşanan mezalimleri anlatmıyor” diyoruz ya, işte bu yüzden… Zamanını bekliyor…

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...
  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...