logo

reklam

Özgül: Bölgemizde sulu tarım ve meyveciliği artık gözden geçirmeliyiz

Geçtiğimiz hafta ülke genelinde yaşanan ve özellikle bölgemizi etkileyen don afeti nedeniyle binlerce üreticimiz mağdur olurken, bölgedeki meyve ağaçlarının tamamına yakını çiçeklerini kaybetti.

Konuyla ilgili olarak pek çok çevreden gelen üreticinin desteklenmesi taleplerinin yerinde olmakla beraber esas soruna odaklanılarak çözümün tartışılmasına engel olduğunu belirten Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bülent Özgül, “Bölgemizde sulu tarım ve meyveciliği artık gözden geçirmeliyiz.” dedi.

Isparta ve çevresinin “Göller Bölgesi” olarak bilinen, zengin su kaynaklarıyla tanınmış ve meyvecilikte özellikle elma üretimiyle öne çıkmış bir bölge olduğunu belirten Özgül, “Ancak son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkileri, bu tarım cennetini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Kuraklık, düzensiz yağış rejimleri, ani don olayları ve su kaynaklarının azalması gibi çevresel baskılar, bölgedeki meyveciliği sürdürülemez hale getirmektedir. İklim değişikliği, Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi genel olarak Göller Bölgesi’nde, özelinde ilçemizde de mevsim normallerini alt üst etmiştir.

Son yıllarda, “Sulama Sıkıntısı” ve “Don Olayları” meyvecilik yatırımlarının ve sulu tarımın gözden geçirilmesi gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Hepimizin bildiği gibi, bölgemizdeki Eğirdir, Beyşehir ve Burdur gibi göllerin su seviyeleri belirgin biçimde düşmüş, yeraltı su kaynakları azalmış ve baraj rezervuarları yeterli doluluk oranına ulaşamaz hale gelmiştir. Elma başta olmak üzere birçok meyve türü yüksek su ihtiyacı duymakta, bu da üreticiyi ciddi maliyetlerle karşı karşıya bırakmakta, susuzluk nedeniyle de onları çaresiz bırakmaktadır.

Özellikle ilkbahar aylarında yaşanan ani sıcaklık düşüşleri, çiçeklenme dönemindeki meyve ağaçlarını vurmakta, rekolte kayıplarına yol açmaktadır. Son on yılda defalarca yaşanan don felaketleri, bölgedeki birçok üreticiyi zor durumda bırakmıştır. Bu yıl da, ne yazık ki benzer bir afeti üreticilerimiz yaşamıştır.

 

MEYVECİLİK, BÖLGEMİZDE SÜRDÜRÜLEMEZ HALE GELMEKTEDİR

Geleneksel olarak elma, kiraz, vişne gibi meyvelerin yetiştirildiği bölgemizde, artık iklim koşullarının bu ürünleri desteklemediğini üzülerek görüyoruz. Artan sulama maliyetleri, su kaynaklarındaki azalma, don riskleri ve gelir kayıpları, meyveciliği sürdürülemez bir hale getirmiştir. Tarım sigortaları ve devlet destekleri, bu riski her zaman karşılayamamakta olup; üreticilerimiz ekonomik ve çevresel anlamda alternatif arayışına başlamalıdır.

 

DÖNÜŞÜM SÜRECİ ÇİFTÇİMİZİN KARARINA BIRAKILMAMALI

Bu konuda da, tabii ki, üreticilerimiz kendi başına bırakılmamalı; bakanlık ve üniversitelerimizin koordinasyonuyla, bölgemizdeki ürün deseninin yeniden belirlenerek, stratejik bir planlama çerçevesinde tüm bölgemizin tarımda rotayı değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en çok yaşayacağı yıllar önce bilim insanları tarafından öngörülen bölgemizde, ne yazık ki bu bilimsel tahminlerin gerçekleşmesini üzüntüyle takip ediyoruz.

Konuyla ilgili ekonomik ve siyasi paydaşların, kısa vadeli çözüm önerilerini değerli bulmakla birlikte, bunların yetersiz ve etkisiz olduğunu söylemek durumundayız.

 

GÖLLER BÖLGESİ, ARTIK TARIMDA YENİ ROTA BELİRLEMELİ

Eğirdir Gölü ve iç sularımızda yaşanan sorunları da göz önünde bulundurarak yıllardır sulu tarıma ve meyveciliğe yönlendirilen üreticilerimiz için yeni bir rota belirlemesini gecikmeden yapmak durumundayız.

Suları oradan başka bir yere taşıyarak, sulama sorununu çözmenin bilimsel ve geçerli olmadığını tüm uzmanlar belirtirken, kaynakları bu ve benzeri çözümlere harcamak ne kadar akılcıdır, bunun tartışılması gerekir.” dedi.

Bölgedeki üreticilerin karşılaştığı bu sorun karşısında, tarım politikalarının ve üretim desenlerinin yeniden şekillendirilmesini zorunlu kıldığı belirten Dr. Öğr. Üyesi Bülent Özgül, “Alternatif ürün arayışında dikkat edilmesi gereken başlıca kriterler; düşük su ihtiyacı, don ve benzeri doğa olaylarına dayanıklılık, pazar değeri yüksek, katma değeri fazla ürünler ve kuraklığa dayanıklı tarım tekniklerinin uygulanabilirliği olmalıdır.” dedi.

 

BAKANLIK, ÜNİVERSİTELER, ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİ BİRLİKTE HAREKET ETMELİ, YOKSA KAYNAKLAR BOŞA AKMAYA DEVAM EDECEK

Dr.Öğr.Üyesi Bülent Özgül, “Göller Bölgesi tarımı, iklim değişikliğiyle baş edebilmek için bir dönüşüm sürecine girmelidir. Bu süreçte yalnızca çiftçilerin değil, kamu kurumlarının, üniversitelerin ve yerel yönetimlerin de ortak bir vizyon oluşturması büyük önem taşır.

Alternatif ürün desenine geçişte, çiftçilere eğitim ve danışmanlık hizmetleri verilmeli, arazi analizleri ve ürün uygunluğu bilimsel temellere dayandırılmalı, devlet destekleri bu geçişi teşvik edecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Doğru politikalarla desteklenen bir tarım dönüşümü, Isparta ve Göller Bölgesi’ni iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale getirebilir. Artık, geçmişin geleneksel yöntemleriyle değil, geleceğin sürdürülebilir tarım modelleriyle yol alınması gereken bir dönemdeyiz.

Kısa vadeli devlet desteklerini herkesin dillendirerek sorundan kendilerine bir iletişim kazancı elde etmeye çalışmak yerine daha gerçekçi ve uzun vadeli çözümleri gündeme getirmeye çalışmaları daha faydalı olacaktır. Zira, devletin bu tür durumlardaki aksiyonu da zaten bellidir ve kurumlar gereğini, eldeki imkanlarla zaten yerine getirecektir.” diyerek konu ile ilgili sağlıklı ve stratejik kararların alınmasına odaklanılmasını önerdi. İklim Değişikliği Kanunu’nun gündemde olduğu bir ortamda, toplumun ekolojik değerlerine sahip çıktığını görmüş olmanın önemli olduğunu belirten Bülent Özgül, “Bugün tarımda yeni bir hamleyi gündeme alıp tartışmanın tam da zamanı gibi görünmektedir.” dedi.

Etiketler: » » » » » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.