logo

Yalvaç’ta anayasa referandumu sonucu ne olur?


Özgür Kaya
yalvacgazetesi@hotmail.com

Ülke genelinde medya ve sosyal medya merkezli bir referandum sürecini, Yalvaç’ta, uzaktan, sessiz ve sakin bir biçimde izliyoruz.

Yalvaç’ta diğer seçimlerden çok farklı olarak, seçimin iki kutbunun da sükunet içinde yürüttüğü bir kampanya sürecini hep beraberce gözlemliyoruz.

Her sohbet ortamında EVET mi HAYIR mı çıkacak sorusu, gündemin ilk maddesinde yer alıyor.

Ancak, bu sorunun tartışılmasında en çok malzemeyi insanlar televizyondan ve internet ortamından alıyor ve bunun üzerinden tartışıyor.

İlçemizde siyasi çalışma olarak Süreyya Sadi Bilgiç ve Zeyid Aslan’ın EVET cephesine destek toplamak için yaptıkları toplantıların yanında, gürültüsüz, sükunet içinde vatandaşların işyerleri ve kahvehanelerde ziyaret edildiği bir çalışma ortamı olduğunu gözlemliyoruz.

HAYIR cephesinde CHP, MHP’li muhalifler, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve BBP’li muhaliflerinde küçük çaplı çalışmalar ve ara ara İrfan Bakır’ın ziyaretleri var.

Bu çalışmalarda, sıradan vatandaşın vereceği EVET ya da HAYIR kararına önemli etki yaratacak bir propaganda çalışmasının olmadığını düşünüyorum.

Örneğin, MHP’li Yalvaç Belediye Başkanı Tütüncü ve İlçe Başkanı Sönmez EVET oyu vereceklerini açıklamalarına rağmen sahada çalışma yaptıklarını söylemek mümkün değil. Ak Partili vekillerin yaptıkları toplantılar, zaten kendi üyelerine yönelik, yani sıradan vatandaşa ulaşan bir etkinlik değil.

Yani, özet olarak söylemek gerekirse, Yalvaçlı oy verecekse televizyondan izlediği, internetten takip ettiği ve siyasi kararlılığıyla oy verecek.

Bu yüzden, Yalvaçlı’nın nasıl oy vereceğine ilişkin öngörülerde, ülke genelindeki gelişmelerin etkisinin yüksek olacağını beklemek gerekir.

Bu noktada, bir öngörüde bulunmak için 2015 yılı içinde yapılan iki seçim sonucuna bakmak yararlı olacaktır.

7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimlerine baktığımızda, toplam olarak 35.409 seçmenin bulunduğunu görüyoruz.

7 Haziran seçimlerinde partilerin aldıkları oylar şu şekilde gerçekleşmiş:

Ak Parti: 12.620 – % 45,61

CHP: 6.968 – % 25,18

MHP: 6.480 – % 23,42

SP: 707 – % 2,55

DP: 230 – % 0,83

HDP: 204 – % 0,74

Diğer: 429 – % 1,55.

Seçimlerde 27.638 oy kullanırken, sandık başına gitme oranı % 78 olarak gerçekleşmiş.

Olağanüstü şartlar altında gerçekleşen 1 Kasım seçimlerinde partilerin aldıkları oylar da şöyle:

Ak Parti: 15.338 – % 55,10

CHP: 6.091 – % 21,88

MHP: 5.090 – % 18,29

SP: 267 – % 0,96

BBP: 249 – % 0,89

DP: 175 – % 0,63

HDP: 100 – % 0,36

Diğer: 528 – % 1,89.

Bu seçimlerde 28.599 vatandaşımız oy kullanırken, sandığa gitme oranı önceki seçime oranla birazcık artmış ve % 80,77 olarak gerçekleşmiş.

MHP’nin tabanıyla ters düşen genel başkanı Devlet Bahçeli’nin Evet’e sonsuz desteğine bakıp 1 Kasım seçimlerini baz alarak % 55 Ak Parti + % 18 MHP ile % 73 oy toplamına ulaşanların yanılgı içerisinde olacaklarını net bir biçimde söyleyebiliriz. Sözde diyoruz, çünkü Bahçeli, MHP tabanının büyük kısmı tarafından artık saygı duyulan bir lider olmaktan çıkmış durumda.

Bana göre, öngörüde bulunmak için 1 Kasım seçimlerine değil, 7 Haziran seçimlerine bakmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Ak Parti 7 Haziran’da % 45 civarında oy almıştı. İlçemiz genelinde bu civarda bir oyun EVET için baz alınabileceğini düşünüyorum. Buna ilave olarak MHP’ye verilen % 23 civarındaki oyun ancak dörtte bir civarındaki kısmının EVET diyeceğini düşünüyorum. Çünkü Yalvaç’taki MHP’lilerin büyük kısmı muhaliflere yakın.

CHP, MHP’liler, SP, DP, BBP’liler ve diğer küçük partilerin tamamı da HAYIR cephesinde.

Bu çerçevede, bugünkü şartlarda Yalvaç’ta EVET ve HAYIR oylarının kafa kafaya olduğunu öngörebiliriz. İlçe merkezinde Hayır oylarının, köylerde ise Evet oylarının bir miktar önde olduğunu söyleyebiliriz.

Ülke geneliyle ilçemizin oy oranlarının birbirine yakın olmasını bekliyorum. Ama tabii önümüzde bir ay daha var. Şu an için seçim ortada, ilerleyen haftalarda yeniden değerlendirelim.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...