Son Dakika
Fotoğraf, 1980’lerden önce Anadolu kırsalından manzaraları yansıtıyor. Neo-liberalizmin vahşi pazar ekonomisinin henüz tam olarak işgal etmediği zamanlarda herhangi bir kentte, kasabada, köyde, dağda bayırda görülebilecek türden kareler…
Beşikten mezara, eşikten konağa yaşamın hemen tüm alanında geleneksel el dokumacılığının ürünlerinin kullanımının sürdüğü zamanlar. Halı ve kilimin “turistik” birer hediyelik ya da Oryantalist bir antika merakı nesnesi değil, yaşamın bir parçası olduğu yıllar.
Anadolu insanının eşeğinin sırtına yüklediği heybe, çuval ve hararın bile özenle dokunduğu dönemlerde dokuma ayrıca kültürel bir aktarım aracıydı. Bir boyun simgesi, bir inancın, aidiyetin ve kimliğin simgesi tıpkı bir imza gibi eşek sırtında taşınan çuvallarda bile varlığını sürdürüyordu. Anadolu coğrafyası bir zamanlar dokuma borsası gibiydi ve dokumacılık halkın kendi coğrafyasının dilini çözerek geliştirdiği muazzam bir üretim ve sosyal örgütlenme biçimiydi.
Abana, Buldan, Kızılcabölük, Niğde, Karapınar, Isparta, Burdur, Muğla, Tire, Kastamonu, Sinop, Antalya, Bursa, Antep, Malatya ve onlarca irili ufaklı kentin insanları çıkrık seslerinin arasından yükselen iplik kokularıyla soluyordu hayatı. Ekmeğini yünden, tiftikten ve kıldan kazanan üreticiler bu devranın çarkını iplikle döndürüyorlardı. Tıpkı her köyün en az iki üç çeşit peyniri olması gibi bir kaç çeşit dokuması da vardı. Dastarı alacası, kutnusu peşkiri, yağlığı mendili, kilimi cicimi… Bu olağanüstü üretim çeşitliliği ve dokuma zenginliği bir daha yeryüzünün herhangi bir bölgesinde görülmedi…
Bugün giydiğimiz çoraptan dona bir çok pamuklu ürünün ham maddesinin önemli kısmını ABD, Türkmenistan, Yunanistan, Brezilya, Burkina Faso ve Tacikistan gibi ülkelerden alıyoruz. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin raporuna göre Türkiye 2016’da Çin’in ardından dünyanın en fazla iplik ithal eden ikinci ülkesi oldu. 3 milyar doları aşan iplik ithalatının yüzde 55’i sentetik iplikler oluşturdu. Bütün dünyadaki iplik ithalatı ticari hacminin 44 milyar dolar civarında olduğunu da anımsatalım. Türkiye tek başına dünya iplik ithalatının yaklaşık 14’de birini gerçekleştiriyor. Vietnam’dan Almanya’ ya bir çok ülkeden suni iplik alıyoruz.
Anadolu’yu büyük ölçüde ayakta tutan şey dokumacılıktı. Geleneksel dokumacılığı yok eden dokuma endüstrisi, bugün kendisi de dışa bağımlı hale gelmiş durumda…
Oysa dokumak, bağımsızlıktı…
Yorum yapabilmek için Giriş yapın.