logo

Yeni seçim sistemi arayışları ve Yalvaç’ın siyasi geleceği


Özgür Kaya
yalvacgazetesi@hotmail.com

Geçtiğimiz hafta, Isparta’nın büyükşehirler arasına girmesini sağlayacak düzenleme taslağını konu edinmiş ve Yalvaç’ın bu durumdan olumsuz etkilenmesi hususunun azaltılması için neler yapılması gerektiğini tartışmıştık.

Bu hafta da, yine Yalvaç açısından olumsuz bir yeni duruma yol açacak gelişmeyi konu edineceğiz.

Bilindiği gibi, 16 Nisan 2017 tarihindeki halk oylaması ile yeni anayasa değişikliklerini halkımız onaylamış oldu.

Bu anayasa değişikliklerinin getirdiği en önemli hususlardan biri de, cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekili seçimlerinin aynı zamanda yapılması durumu.

Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili usul belli: Seçimde kazanmak için kullanılan oyların yarısından bir fazlasını almak gerekiyor. Birinci turda, bunu sağlayacak bir aday çıkmazsa, ikinci tura ilk iki sıraya alan adaylarla gidilmekte. İkinci turda mutlaka bir aday % 50’yi geçeceği için, cumhurbaşkanı olacak ismin toplumun % 50’si +1 oyu arkasına alması sözkonusudur.

Yeni sistemin özelliği, güçlü bir cumhurbaşkanı ve güçlü bir iktidar oluşumunun sağlanmasıdır. Bunun için cumhurbaşkanına güç verecek meclisin de güçlü bir çoğunluk iktidarı ortaya çıkarması gerekmektedir.

Mevcut, % 10 barajlı d’Hondt usulü nispi temsil sistemiyle istenen güç ve çoğunluğun oluşumunu elde etmek her zaman mümkün olmuyor, hatta çoğu zaman mümkün olmayabiliyor.

Bunun en güzel örneğini 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaşamıştık. % 43 küsur oy alan Adalet ve Kalkınma Partisi, bırakın güçlü bir iktidarı, hükümet kuracak çoğunluğu bile elde edememişti. Günler süren koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmamış, 7 Kasım’da yeniden seçime gidilmek durumunda kalınmıştı.

Yeni anayasa değişikliği için Ak Parti’nin en büyük argümanı, güçlü bir iktidar oluşumu ve koalisyon dönemlerinin bitirilmesiydi, bildiğiniz gibi…

Bu nedenle, mevcut seçim sisteminin yeni anayasa değişikliğine uyumlu hale getirilmesi için kanuni değişikliğe uğraması gerekiyor.

Kulislerde yeni seçim sistemiyle ilgili olarak çeşitli senaryolar dolaşıyor.

Öne çıkan iki senaryonun da ortak noktası ya da başka bir deyişle, ortak hedefi güçlü bir meclis çoğunluğunun oluşumunu sağlamaktır.

Senaryolardan ilki, dar bölge çoğunluk sistemi uygulamasıdır. Bu uygulamanın düşünülen birinci seçeneğine göre, ülkemiz 600 ayrı seçim bölgesine bölünecek ve cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi % 50+1’in alınmasını gerektiren bir seçme yöntemine dayanacak. İlk turda bu çoğunluğa ulaşılmazsa, seçim bölgesinde en çok oyu alan iki partinin ikinci tura geçmesi gerekiyor.

Bu uygulama için düşünülen ikinci seçenek, milletvekillerinin 100 tanesinin Türkiye genelinde nispi temsil usulüyle dağıtılması, kalan 500 tanesinin de 500 ayrı seçim bölgesinde dar bölge çoğunluk usulüne göre seçilmesidir.

Düşünülen diğer bir seçenek ise, daraltılmış bölge seçeneğidir. Bu seçeneğe göre, ülkemizin kabaca 128 seçim bölgesine bölünmesi tasarlanmaktadır.

Daraltılmış bölge seçeneğinde muhtemelen Isparta’nın milletvekili sayısında düşüş gerçekleşecektir. Muhtemelen Isparta’nın milletvekili sayısı 3’e düşecektir. Bu durumda, Yalvaç’ın mecliste temsil edilme ihtimali de otomatik olarak düşecektir.

Her iki seçenekte de Yalvaç’ın Isparta siyasetindeki ağırlığı büyük sıkıntıya girecektir.

Dar bölge uygulaması gerçekleştirildiği takdirde Yalvaç’ın dahil olacağı Ş.Karaağaç, Gelendost, Y.Bademli gibi bölge sahası içerisinde tek milletvekilliği için mücadele, ilçemizin elini zayıflatabilecektir.

Büyükşehir uygulamasını da hesaba katarsak, güç merkezi ilçelerden Isparta il merkezine doğru kayacaktır.

Böyle bir denklemde, Yalvaç’ın kendi içindeki parçalanmışlığı da hesaba katılırsa, zaten kamu yatırımları garibi, göç mağduru, giderek gerileyen ekonomimiz, dağıtılacak pastadan pay alma gücümüzün zayıflamasıyla daha da büyük sıkıntıya girecektir.

Bu öngörülerin bize gösterdiği en önemli gerçek şu: Yalvaç, bugüne kadar yaptığı gibi siyasi olarak kavgayla, parçalanmışlıkla hareket ederse, şu anki sıkıntılarımızı da arayacak kötü bir duruma düşecektir.

Türkiye bir dönüşüme hazırlanıyor, Yalvaç da bu dönüşümden büyük olasılıkla olumsuz etkilenecektir. Çok da vakit yok, iki yıl içinde çok şey değişecek, hazır olmalıyız…

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...