logo

YALVAÇ’A SLOW FOOD (YAVAŞ YEMEK) ÖNERİLERİ

Ülkemizdeki 13 cittaslow (yavaş şehir)’dan biri olan Yalvaç’ın da aralarında bulunduğu dört ilçede yapılan bir akademik çalışmayla, slow food (yavaş yemek) konusunda yapılacak çalışmalar değerlendirilerek yapılması gerekenlerle ilgili öneriler geliştirildi.

Yalvaç’ın yerel yemek kültürünün zenginliğinin daha iyi değerlendirilmesi bakımından da değerli öneriler sunulan çalışma, Kırklareli Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr. Kaplan Uğurlu ve Öğr.Gör. Aykut Pajo tarafından hazırlanmış.

“CITTASLOW KENTLERİ İÇİN SLOW FOOD ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ” başlıklı makalede, Yalvaç’ta yapılan slow food çalışmaları da incelenerek, yapılması gerekenler öneri olarak sunulmuş.

 

Slow Food (Yavaş Yemek) kavramı nedir?

Gelir düzeyindeki artışla beraber insanların yeni yerler görme, tanıma ve dışarıda yemek yeme isteği daha da artmış durumda.

Dünyada ve Türkiye’de kadınların çalışma hayatına katılması da insanların yeme içme ihtiyaçlarını dışarıdan sağlamalarında önemli rol oynuyor. Bu gibi sebepler gastronomi turizminin gelişmesine ve özellikle yöresel yiyecek ve içecek sunan restoranlara talep oluşmasını sağlamıştır. Yöresel üretim ve tüketimi savunan adil, temiz ve iyi gıda felsefesi ile yola çıkan Slow Food hareketi, küçük kentler için kendi ürünlerinin üretilmesi, yerel üreticinin kazanç sağlaması ve dolayısı ile sürdürülebilirliğin sağlanması bakımından önem taşıyor.

Uğurlu ve Pajo’ya göre, küreselleşme, hızlı yaşam şeklinin popüler hale gelmesine sebep olmuş, tatil alışkanlıklarını değiştirmiş, yeme içme biçimlerinin, giyim tarzlarının vb. toplumlara has özelliklerinin ortadan kalkmasına neden olmuştur.

Slow Food, yerel tohum kullanımı, yerel yiyecek-içecek üretiminin desteklenmesi, özgünlüğün korunması, halkın ekonomik gelir elde etmesi, sürdürülebilir yerel kalkınmanın sağlanmasını ile aynılaşmaya karşı bir başkaldırıdır.

Slow Food Hareketi, iyi gıda, temiz gıda, adil gıda ilkeleri ile hareket etmektedir. “İnsanların sağlıklı olabilmesi için, yediği besinlerin de sağlıklı olması gerekmektedir”.

Slow Food Hareketi yerel tohumlar ile üretimine, yerel yemeklerin tüketimine ve kentin özgünlüğünü yansıtan kültürel kimliğinin korunmasına, yerel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasına dikkat çekmesi ile diğer toplumsal gıda hareketlerinden farklılık arz etmektedir.

Yazarlar, cittaslow kriterlerinden slow food hareketiyle ilgili olanları da şu şekilde aktarmışlar:

1) Slow Food aktiviteleri ve kampanyaları için destek olunması;

  1. a) Yerel bir “Slow Food Convivium” oluşturulması,
  2. b) İlk, orta ve lise düzeyindeki okullarda öğrencilerin tat ve beslenme konusunda bilinçlenmesi için eğitim programları oluşturulması ve uygulanması,
  3. c) Okullarda sebze ve meyve bahçeleri oluşturulması, çocuklara yerel üretim bilincinin aşılanması,
  4. d) Yok olma riski altında bulunan ürünlerin korunması için projeler hazırlanması,
  5. f) Yerel ürünlerin kullanımının desteklenmesi ve beslenme geleneklerinin gıda hizmeti veren tüm kuruluşlarca uygulanması için gıda eğitim programlarının düzenlenmesi,

2) Doğal ve geleneksel yiyecekleri Slow Food veya diğer kurumlar ile desteklemek;

a)Yöreye özgün, yerli ürün üretiminin desteklenmesi,

b)Gıda ile ilgili kurulmuş olan derneklerin yerel değerleri koruyacak şekilde hareket etmesinin sağlanması,

3) Eşleştirme projelerinin desteklenmesi, gelişmekte olan ülkelerde Cittaslow ve Slow Food felsefelerinin yayılması için ortaklıklar oluşturulması.

 

Yalvaç’taki Slow Food Çalışmaları

Yalvaç’a gelerek yerinde cittaslow ve slow food çalışmalarını yerinde inceleyen yazarlardan Pajo, Yalvaç’ta yapılan slow food çalışmalarını; yöresel yemek kitabı hazırlanması, yöresel yemek kitabının internet ortamında yayınlanması, öğrencilere Slow Food eğitimi verilmesi, yöresel yemeklerin restoranlarda satışının teşvik edilmesi, yöresel ürün pazarının kurulması olarak tespit etmiş.

 

TESPİTLER

Uğurlu ve Pajo’nun çalışmasında, Yalvaç’la birlikte cittaslow olan Vize, Akyaka ve Seferihisar’da tespit edilen Slow Food uygulamaları da şu şekilde özetlenmiş:

Küçük kentlerin yerel değerleri ile var olma mücadelesi olan Cittaslow hareketi Slow Food hareketinin devamı niteliğindedir. Slow Food uygulamaları, Cittaslow çalışmalarının olmazsa olmaz kriterlerindendir. Cittaslow ağına başvuru şartlarından biri aday kentin kendisine en yakın Slow Food Convivium’una üye olması ve Slow Food değerlerine uyacağına dair sözleşme imzalamasıdır. Bu sözleşme imzalanmadan ve Slow Food çalışmalarını yerine getirmeden üyelik süreci ilerlememektedir. Dolayısı ile Cittaslow kentlerinin tamamı Slow Food Conviviumuna üyedir. Slow Food çalışmaları daha çok öğrencilere yerel ürünler ve tüketimi konusunda bilinçlendirme eğitimi verilmesi, yerel tohumlar ile üretimin desteklenmesi, yerel yemeklerin kitap, broşür, CD vb. şekilde bastırılması, yerel ürün pazarlarının kurulması, yerel halkın bu pazarlarda ürünlerini satarak gelir sağlaması, yerel ürünlerin müzelerde sergilenmesi, yerel ürünlerin fuar, panayır, festival ve benzeri etkinliklerde sergilenmesi, yöresel yemek yarışmaları vb., restoranlarda yöresel yemeklerin sunulması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Her kentin kendine özgü coğrafi yapısı ve ürün çeşitliği bulunmaktadır. Örneğin Türkiye’ den Seferihisar ve Akyaka, İspanya’dan Begur kentleri deniz kıyısında bulunması dolayısı ile yerel yemekleri arasında deniz ürünlerine rastlanmaktadır.

 

SLOW FOOD ÖNERİLERİ

Uğurlu ve Pajo, çalışmalarının sonunda Yalvaç’ın da aralarında bulunduğu cittaslow şehirlerinin yapması gereken hususlarla ilgili önerilerini de şu şekilde sıralıyorlar:

* Çocukların Slow Food konusunda bilinçlendirilmesi ve yönlendirilmesi

Cittaslow kentlerinin Slow Food etkinliklerinin daha başarılı şekilde gerçekleşmesi için yapabilecekleri pek çok uygulamalar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi çocukların bu konuda bilinçlendirilmesidir. Geleceğimiz olan çocuklarımızın yerel ürün üretimi ve tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi için çocuk eğitimcileri ile iş birliğine gidilmesi elzemdir. Bu konunun çocukların zihninde olumlu algılanması için; çocuklara yönelik tiyatro eğitimi, korolar, çevre koruma dernekleri, en iyi çevreci, vb. gruplar oluşturulmalıdır. Bunun dışında okul kantini ve kamusal alanlarda yerel ürünlerin yer alması sağlanmalıdır. Küçük çocukların öğrenim gördüğü okullarda özellikle zararlı içecekler yerine yerel üretim içecek satışı teşvik edilmelidir.

* Gençlerin Slow Food eğitimleriyle istihdam olanaklarının arttırılması

Gençlerin iş olanaklarını arttırmak üzere yerel yemek üretimi konusunda eğitim verilmelidir. Günümüzde aşçılık kabul gören meslekler arasında yer almaktadır. Gençlerin aşçılık, bal üretimi, zeytincilik, zeytinyağı vb. ürün üretmeleri meslek sahibi olmalarına yardımcı olacak ve büyük kentlere göç edilmesinin engellenmesini sağlayacaktır.

* Yerel üretim bahçelerinin kurulması

Yerel yönetimlerin, küçük çocukların yerel üretim bilincini yaratmak için küçük yerel üretim bahçeleri oluşturması gerekmektedir. Bu sayede hem çocuklar yerel ürünleri tanıyıp üretim yapmayı öğrenecek hem de atıl alanlar üretim ve eğitim amacı ile kullanılabilecektir. Yerel ağaç türlerinin sayısının arttırılması amacı ile özel sektör teşvik edilmelidir. Bu konuda yerel yönetim fidan üretebilir ve ücretsiz fidan dağıtabilir.

* Slow Food yarışmalarının düzenlenmesi

Yerel ürünlerin tanıtımı için yapılan küçük çaplı yemek yarışması, panayır vb. etkinlikler birleştirilerek daha büyük organizasyonlar haline dönüştürülebilir. Bu sayede oluşan sinerji sayesinde daha etkili tanıtım ve ziyaretçi artışı sağlanabilir.

* Yöre kadınlarının Slow Food üretimine katılması

Yerel yönetimler, yöre kadınlarının üretimde bulunabilmeleri için imalathane kurup bunları kadınların kullanımına sunabilir. Bu sayede kadınların işgücüne katılımı sağlanabilir. Hanelerin gelirleri arttırılabilir.

* Yerel tohum üretim ve dağıtımının teşviki

Yerel yönetimler yerel ürün üretimi konusunda kurulan derneklerin sayısının ve etkinliğinin arttırılması için gereken önlemleri almalıdırlar. Kurulan derneklerin birbiri ile ortak çalışmasını sağlamak yerel yönetimlerin alacağı önlemler sayesinde olacaktır. Kaybolmaya yüz tutmuş gıda ürünlerine ait tohumların çoğaltılması ve halka verilmesi ile yerel ürün üretiminde artışlar sağlanabilir. Yerel yönetimler özellikle tohum üretim ve dağıtımı konusunda öncülük etmelidirler. Yerel üretim yerel kalkınma demektir. Slow Food çalışmaları küçük kentlerde yaşayan sakinlerin gelir elde etmeleri ve kentlerine sahip çıkmaları önemli avantajlar sağlamaktadır.

Etiketler: » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.