logo

Yalvaç Yapı Kitabeleri, bilimsel araştırma projesiyle kitaplaştırıldı

İlçemiz Yalvaç’taki tarihi yapılarda bulunan yapı kitabeleri, Selçuk Üniversitesi tarafından yapılan bir bilimsel araştırma projesiyle kayıt altına alınarak kitap haline getirildi.

Selçuk Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İbrahim Kunt ve Doç. Dr. Murat Karademir tarafından hayata geçirilen proje, Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri(BAP) Koordinatörlüğü tarafından desteklendi.

Yalvaç Müzesi, ilçe merkezi ve köylerde bulunan toplam 21 yapı kitabesini inceleyen akademisyenler Kunt ve Karademir’in Yalvaç Yapı Kitabeleri isimli kitapları, Palet Yayınları tarafından yayımlandı.

Kunt ve Karademir, çalışmalarının içeriği ve amacıyla ilgili şu bilgileri paylaştılar:

“Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti zamanında Göller yöresinin en önemli merkezlerinden birisi olan Isparta, tarihi dokusu, kültürel mirası ve zengin doğal güzellikleri ile bilinen illerimizin başında gelmektedir. Bu zenginlik özellikle bazı ilçelerde yoğunluk kazanmıştır. Bu ilçelerin başında ise Isparta’nın en büyük ilçelerinden birisi olan Yalvaç ilçesi gelmektedir.

Hoyran Gölü’nün doğusunda yer alan Yalvaç ilçesi, tarih içinde pek çok medeniyetin etkisinde kalmış ve Pisidia Antiokheia olmak üzere pek çok koloniye merkezlik yapmıştır. Kentin Türk dönemine girmesiyle önemi daha da artmış başta merkez olmak üzere pek çok köy yerleşiminde anıtsal eserler inşa edilmiştir. Bu anıtsal eserlerin başında ise camiler olmak üzere hamam, köprü, medrese, çeşme, konut ve benzeri yapılar gelmektedir. Bu yapıların pek çoğunda yapıların kimlik belgeleri niteliğini taşıyan kitabeler bulunmaktadır. Kitabelerin bir bölümü günümüze ulaşmış olsa da pek azımsanamayacak bir bölümü de maalesef günümüze gelememiştir.

Bu çalışma, hem Yalvaç merkezinde bulunan, hem de köylerde yer alan anıtsal eserlerdeki kitabeleri kapsamaktadır. 1071 Malazgirt Zaferi sonrası bölgenin Türk hâkimiyetine girmesinden sonra inşa edilmeye başlanan anıtsal yapılardaki eserlerde mevcudiyetini korumuş kitabeler bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır.

İlçede zaman içinde meydana gelen savaşlar, depremler, yangınlar vb. nedenlerle önemli bir kısmı ortadan kalkmış olan binaların kitabeleri de binalarıyla birlikte yok olmuştur. Bu nedenle çalışmamızda, günümüze ulaşan anıtsal yapılardaki kitabeler tespit edilerek değerlendirilmiştir.”

Yazarlar Murat Karademir ve İbrahim Kunt, Yalvaç Yapı Kitabeleri ile ilgili yaptıkları araştırmaların sonucuna da şöyle özetlediler:

“Yalvaç Yapı Kitabeleri isimli bu çalışmada, Yalvaç ilçe merkezi başta olmak üzere ilçeye bağlı köylerdeki Türk dönemi kitabeleri tespit edilerek okunmaya çalışılmış ve kitabe özellikleri üzerinde durulmuştur. Çalışmamızda ele alınan kitabeler bulundukları yere göre üç temel bölüme ayrılmaktadırlar:

  1. Müzede bulunan kitabeler,
  2. İlçe merkezinde bulunan kitabeler,
  3. İlçeye bağlı köylerde bulunan kitabeler.

Bu değerlendirmede, kitabeler, önce kendi bulundukları gruplarda değerlendirilecek, daha sonra tüm kitabeler içinde değerlendirmeye tabi tutulacaklardır.

Kataloğumuzda bulunan ilk bölüm olan Müzede Bulunan Kitabeler başlığı altında ele alınmıştır. Çalışmada öncelikle Yalvaç Müze Müdürlüğü bünyesinde bulunan kitabeler alınan izinler doğrultusunda incelenmiştir. Bu inceleme neticesinde Müze envanterine kayıtlı dört adet kitabe tespit edilmiştir. Bu kitabelerden üçü bugün müzenin bahçesinde yan yana olarak teşhirdedir. İncelenen ilk kitabe, Celi Talik hatla ve Osmanlı Türkçesiyle yazılmış dört beyitlik manzum, 1340/1921 tarihli bir öğrenci yurdu inşa kitabesidir. Kitabenin ilk satırının başlangıç ve bitiş kısımlarında ay yıldız motiflerine yer verilmektedir.

İkinci kitabe, celi talik hatla ve Osmanlı Türkçesiyle yazılmış 1340/ 1921 tarihli üç beyitlik manzum bir kitabedir. İlk iki kitabenin aynı şair ve hattatın ellerinden çıktığı anlaşılmaktadır.

Müzede Bulunan Kitabeler başlığı altında bulunan üçüncü kitabe, tam olarak okunamasa da Arapça ve Farsça dillerinin karışık olarak yazılmasıyla elde edilmiş olduğu bilinmektedir.

Bu tür iki hatta üç dilli kitabeler Anadolu’da oldukça yaygındır. Özellikle Osmanlı Devleti, gerek bünyesinde birçok milleti barındırmasıyla gerekse ilmi düzeyin çok yüksek olup birçok ilim erbabının üç dili çok iyi biliyor olmasıyla göze görünmektedir. Bu nedenlerle kitabelerin yazılmasında bazen Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesinden biri tercih edilmiş bazen de bu üç dilin birleşmesiyle oluşan bir metin kitabelere nakşedilmiştir. Bu kitabenin de okunan kısmında hem Arapça hem de Farsça kelimelere rast gelinmektedir. Bu kitabe, Yalvaç’taki en eski kitabelerden biridir ve Osmanlı Dönemine değil, Selçuklu dönemine tarihlenmektedir. Kitabenin yazı özellikleri de yazının henüz tam olarak gelişmediği çok erken bir dönemde yazıldığını bize anlatmaktadır.

Ele alınan dördüncü kitabe, Osmanlı Türkçesi ve celi talik hatla yazılan, on üç beyitten oluşan manzum bir kitabedir. Bu kitabe, 1303/1885-1886 tarihli tam bir Osmanlı kitabesidir. Celi talik hatlı kitabelerin en güzel örneklerinden birini oluşturan bu kitabe, tarih düşürme mısrasıyla sonlanmaktadır. Bu kitabe ilçenin en çok tanınan eserlerinden birisi olan Devlethan Camisine ait bir kitabedir.

Bu bilgilerden, Yalvaç Müzesinde bulunan dört kitabeden üçünün manzum, birinin mensur olduğu, manzum kitabelerin celi talik hatla, diğerinin ise Selçuklu sülüs hattıyla yazıldığı anlaşılmaktadır. Selçuklu döneminden günümüze gelen diğer kitabeler incelendiğinde, birçok kitabenin Arapça olduğu ve mensur bir metinle yazıldıkları görülmektedir. Bu gelenek Yalvaç’ta da bozulmamış, devam etmiştir.

İkinci başlığımız, İlçe Merkezinde Bulunan Kitabelerdir.

Bu başlık altında incelenen ilk kitabe, Meydanoğlu Cami kitabesidir. Mensur bir cümle ile caminin yapım tarihini 1185/1771 olarak kaydeden kitabe, Osmanlı Türkçesiyle, celî sülüs hatla yazılmıştır.

Meydanoğlu Caminin ikinci kitabesi, üç satır halinde Celi sülüs hat ve Osmanlı Türkçesiyle, bir önceki kitabeden sadece beş sene sonraya tarihlenerek yazılmış olan kitabedir. 1190/1776-1777 tarihinde yazılan bu kitabenin amacı, sadece tarihi ve hayır yaptıranın adını kaydetmektir.

Leblebiciler Mahallesi Caminin kapı kanatlarında celi sülüs hatla caminin yapım tarihi olan 25 Temmuz 1328/7 Ağustos 1912 tarihi, Rumi olarak kaydedilmiştir.

İlçe merkezinde, Çınar sokakta bulunan bir konuttaki inşa kitabesi, Osmanlı Türkçesinin 1961 yılında bile kullanıldığının bir kanıtıdır.

Harf devrimi yapılalı 30 seneden fazla bir zaman geçmesine rağmen Maşallah 1961 yazısının Osmanlı harfleri ve rakamlarıyla yazılması, yazı geleneğinin kolay kolay kaybolmayacağına bir delil olabilir.

Görgü Mahallesinde bulunan Seyyid Hasan Ağa Cami, geçen uzun yıllar zarfında yıpranmış olmakla birlikte yedi beyitten oluşan celi sülüs hatla yazılmış manzum bir kitabeye sahiptir.

Emir Ahmed Türbesinde, celi sülüs hatla ve Osmanlı Türkçesiyle yazılmış 1013/1604-1605 tarihli iki beyitlik manzum bir kitabe bulunmaktadır.

İlçe merkezinde bulunan altı adet kitabeden dördü camilerde, biri türbede, biri ise konut üzerinde bulunmaktadır.

Buradaki en eski kitabe, Emir Ahmed türbesinde bulunan 1605 tarihli kitabedir.

Diğer kitabeler Osmanlı Devletinin son yıllarına, hatta Cumhuriyete de tarihlenmektedir. Buradaki en ilginç kitabe bir konut üzerinde bulunan 1961 yılına ait, Osmanlı Türkçesiyle yazılmış kitabedir. Bu kitabe, Osmanlı Türkçesiyle kitabe yazılması geleneğinin nasıl devam ettiğini göstermesi açısından önemli bir örnektir.

İlçeye bağlı köylerde bulunan kitabeler başlığı altında ilk incelenen kitabe, celi sülüs hatla yazılan mensur Körküler Köyü Çeşme kitabesidir.

Özgüney Köyü Merkez Cami kitabesi Arapça gibi görünmekle birlikte tam olarak okunamamıştır.

Özgüney Köyü Çeşme kitabesi 1270/1853-1854 tarihli, celi sülüs hatla yazılmış mensur bir kitabedir.

Özgüney Köyündeki bir konutta bulunan kitabe ise sadece konutun yapım tarihi olan 1236/1820 tarihini göstermektedir.

Hüyüklü Kasabası Köprü Kitabesi, çok yıpranmış olduğundan sadece yapım tarihi olan 1213/1798-1799 tarihi görülebilmektedir.

Sücüllü Harman Mahallesi Cami, en çok yıpranan kitabelerden biridir. Bununla birlikte kitabenin Osmanlı Türkçesiyle yazılmış manzum ve 1213/1798-1799 tarihli bir kitabe olduğu anlaşılmaktadır.

Sücüllü Harman Mahallesi Cami deposunda bulunan bir kitabe parçasında ise tarih bulunmamaktadır.

Sücüllü Delikdaş Mahallesi (Yağmuroğlu Timurhan) Cami kitabesi, 813/1410-1411 tarihli, tamamen Arapça, mensur bir kitabedir. İstif ve hat güzelliğiyle dikkat çekmektedir.

Sücüllü köyündeki musalla girişinde yer alan dört taraflı mensur kitabenin, bir hayır sahibinin mezar taşı olduğu anlaşılmaktadır.

Sücüllü Delikdaş Mahallesi Çeşme kitabesi, celi sülüs hatla, çok güzel bir istifle yazılmış 1163/1749-1750 tarihli mensur bir kitabedir.

Sücüllü Delikdaş Mahallesinde bulunan ikinci çeşme kitabesi, ilk beyti manzum olan 1261/1845 tarihli, celi sülüs hatlı bir kitabedir.

Yalvaç İlçesine bağlı köylerde toplam 11 kitabe tespit edilmiştir. Bu kitabelerden dördü çeşme, biri konut, biri köprü, dördü cami ve bir de mezar kitabesidir.

Kitabelerin büyük bir bölümünün yaklaşık 19. yüzyıla ait olduğu görülmektedir.

Sonuç olarak Yalvaç ilçesi ve civarında 22 kitabe tespit edilmiş, bu kitabelerin fotoğrafları çekilerek çizimleri yapılmıştır.

Kitabelerin manzum olanlarının genellikle celi talik hatla yazıldığı ve son mısrada tarih düşürüldüğü görülmüş, mensur olanların ise celi sülüs hatla yazılıp tarih düşürülmediği tespit edilmiştir.

Kitabelerin çoğu Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınmışlardır. İki Arapça kitabe bulunmuş olup Farsça kitabe bulunmamaktadır.

Gerek Arapça ve Osmanlı Türkçesiyle yazılan kitabeler, gerekse manzum metinlerin içerisinde bulunan Farsça kelime ve terkipler dikkate alındığında, Yalvaç gibi orta büyüklükteki bir yerleşim biriminde bile eğitim ve kültürün üst düzeyde bulunduğu kanaatine varılmaktadır. Zira çok dil bilmek, çok kültürlü olmayı gerektirmektedir. Ayrıca manzum metinlerin gayet bolca bulunabilmesi, edebiyat ve sanatın da üst düzeyde olduğunu göstermektedir.”

Kitap, Palet Yayınları’ndan temin edilebilir.

Etiketler: » » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.