logo

Özyalvaç Gazetesi Arşivinden (17 Şubat 1975)

Yalvaç Belediyesi Bütçesi Belli Oldu

Bu Yıl Bütçe 5.496.000 Lira ile Bağlandı

Yalvaç Belediye Meclisi’nin 1975 yılı bütçesi için yaptığı ve hararetli geçen Meclis toplantılarından sonra bütçe görüşülmüş ve 5.496.000 TL.’si olarak bağlanmıştır.

Alınan bilgiye göre 3.500.000 TL’si Belediyenin ve 1.996.000 TL si ESSOM işletmesinin olan bütçede Belediye bütçesi giderleri şöyledir.

Cari harcamalar 1.980.597 TL’si yatırım harcamaları 730.000 TL’si Sermaye Teşkili ve Transfer harcamaları 789.403 TL’si olarak, belediye gelirleri ise vergi gelirleri toplamı: 1.865.910 TL’si, vergi dışı gelirleri toplamı 1.634.090 TL’si olarak saptanmıştır.

ESSOM İşletmesi bütçesi gelir ve giderleri de; Elektrik 1.497.000 TL’si, İçme suyu 255.000 TL’si Mezbaha 158.800 TL’si, Soğuk Hava Deposu 85.200 TL’si olarak saptanmıştır. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

ŞEHİR İÇME SUYU TAMAMEN KESİLDİ

Bazı Mahallelere Tankerle Su Dağıtılıyor

İlçemizde son birkaç aydan beri yaşanan yokluklara bir yenisi daha eklenmiştir. Tüm halkımızın aralıksız şikâyetçi olduğu içme suyumuz tamamen kesilmiş ve bazı mahalleler su sıkıntısı çekmeye başlamıştır.

Şehrin yüzde sekseninin çektiği içme suyu sıkıntısına karşılık Belediye tarafından tankerle su dağıtımına başlanmıştır. Su sorununun halledilmesi için müracaat edildiği, önümüzdeki yaz mevsiminde konunun İller Bankasınca ele alınacağı belirtilmiştir. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

Öğrenci Velileri Pazar Günü Toplanıyor

Son yıllarda öğrencilerde özellikle orta dereceli okullarımız öğrencilerinde görülen bazı disiplinsizlikleri ve öğrenci sorunlarını görüşmek üzere Atatürk Lisesinde öğrenci velileri büyük bir toplantı yapacaklardır.

Atatürk Lisesi Koruma Derneği, Okul Aile Birliği ve Okul idaresince düzenlenen ve önümüzdeki Pazar günü saat 11.00’de yapılacağı belirtilen toplantıda alınacak önemli kararların yine veliler ve okul idaresince sert bir şekilde uygulanıp öğrencilerin gerçek öğrenci hüviyetini kazanmasını sağlaması beklenmektedir. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

Devlet Hastanesinin 100 Yataklı Olması Kat’ileşti

Bir süre önce sevinçle haberini verdiğimiz ilçemiz Devlet Hastanemizin 100 yataklıya çıkışı konusu geçtiğimiz hafta içerisinde katileşmiş ve bununla ilgili bütün formaliteler tamamlanmıştır.

100 yataklıya çıkarılması kararı alınan Devlet Hastanemizde gerekli revizyonlar yapılmaya başlanmış ve bazı yeni servisler için hazırlıklara girişilmiştir. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

Patlayan Bütan Gazı Tüpü Bir Dükkânı Paramparça Etti

İlçemizde bütan gazı bayiliği yapmakta olan Yılmaz Erdoğan’a ait dükkânda patlayan küçük bir bütan gazı tüpü Y. Erdoğan’a ait dükkânın ön ve arka cephelerindeki demir ve doğrama kısımlarını paramparça etmiş, parçalar çevredeki dükkanların da camlarını kırmak suretiyle önemli hasar meydana getirmiştir.

Olay ilçemizde korku ve dehşet yaşatmıştır. Halkımız bu olaydan sonra Belediyeyi uyarmış ve şehir içinde bulunan bütan gazı tüp bayilerinin şehir dışına çıkarılıp buralarda satış yaptırılmasını istemişlerdir. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

Örnek Bir Hareket: Bir İşçimiz Devlet Hastanesine Minibüs Hibe Etti

Uzun yıllardır Avrupa’da işçi olarak çalışan ilçemize bağlı Kozluçay Kasabası’ndan Nail Alcı adlı işçi kardeşimiz beraberinde getirdiği Minibüsünü Devlet Hastanemize Ambülans olarak kullanılmak üzere hibe etmiştir.

İşçimizin bu örnek ve hamasi hareketi ilçemizde sevinç yaratmış, minibüsün Gümrük dairesince devir ve teslimi işlemine geçilmiştir. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

Mahkûmlar Cezaevine Televizyon Aldılar

Bir süre önce Gelincik Ana Dağına kurulan yansıtıcı ile Ankara Televizyonunun yayınlarının izlenmeye başladığı ilçemizde, Ceza ve Tevkif evindeki mahkûm ve tutuklular da bu yayını izleyebilmek için aralarında birleşerek Cezaevine televizyon almışlardır.

Mahkûmların bu birleşme ve dayanışma ile televizyona kavuşmaları çevrede memnunluk yaratmıştır. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

Şiddetli Kış Tüm Yollarımızı Kapadı

Geçtiğimiz hafta aniden bozan ve şiddetlenen kış, yağış ve soğuk nedeniyle ilçemizde hayatı kısmen felce uğramıştır.

Geçen Pazar günü başlayan şiddetli yağış nedeniyle ilçemizle çevre il ve ilçelerinin bağlantısı kesilmiştir. Yalvaç – Isparta, Yalvaç –Akşehir, Yalvaç – Konya, Yalvaç – Senirkent yolları tamamen kapanmış, telefonlar bile çalışmaz hale gelmiştir.

Bundan başka, elektrik direklerinin yıkılıp şehrin bir süre cereyansız kalmasına sebep olan kış şartları şiddetini hafta sonunda düşürmüştür.-17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

FISILTIDAN

 BİZE DE BAKIN…

‘’Bir musibet bin nasihatten yeğdir‘’ diyen atalarımız bunu boşuna söylememişler. Ve biz de evvelallah onları bu sözden dolayı yanıltmıyoruz da…

Ülkemizden, insanlarından ve yaşama düzenimizi sağlayan yönetim ve yöntemlerimizden bahsediyorum. Radyo, televizyon ve gazetelerimizden zaman zaman bazı haberleri okudukça içimiz burkulur. Bu haberleri gazetelere aksettiren olayın nedenleri maalesef ülkemizde ya bir vurdumduymazlığın, ya bir ihmalin ya da politik oyunun sonucudur.

Hizmetler vatandaşa gerektiği gibi ulaştırılmazken veya ulaştırıldığı sırada meydana gelen bir ihmal sonucu yüzlerce, binlerce kalp paralanır, ulusça yasa bürünürüz. Bir geminin batması, bir uçağın düşüşü birkaç katlı binanın çöküşü ülkemizde maalesef yaşamımıza ‘renk katan’ olağan olaylardır.

Bütün bunlardan niçin söz ediyoruz… Elbet bir dayanağa, bir konuya ilişeceğimiz için ediyoruz. Bahtsız, sahipsiz Yalvaç için yazıyoruz. Kalbi Yalvaç için atan gerçek bir Yalvaçlı olarak, bizim üzülerek her zaman kaleme sarılışımız kadar şayet ilgililerimiz, görevlilerimiz, politikacılarımız memleketimizin sorunlarına birazcık el atsalardı gâvur mu olurlardı sanki? Yalvaç Tanrı Zeus’un lanetlediği yer midir ki şöyle dönüpte bir bakmazlar. Yoksa biz ülkede bir üvey evlat mıyız?

Yalvaç’ta dikilen her taş Yalvaçlının kendi eseridir.

Küçümsememeli Yalvaç’ımızı. Devlete vergisini verir, askere evladını gönderir, seçimlerde oyunu kullanır. Angaryaysa angaryaya koşar. Devlet baba ne isterse canımızdan öte veririz Yalvaç olarak. Amma… Ya Devlet Baba bize ne verdi şimdiye dek. Şekerini, yağını, tuzunu karaborsadan alır. Hastanesini, yolunu, okulunu, suyunu, elektriğini kendisi yapar Yalvaç, bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Yetmiş bin nüfuslu, yenilik ve uygarlık açı Yalvaç için reva görülen en azından bir saygısızlıktır. İstersin vermezler, ağlarsın; gülerler… Yalvaç’ta dikilen her taş Yalvaçlının kendi eseridir.

Yalvaç’ımız coğrafi yönünden önemli bir noktada olmasına rağmen gereken değerin verilmemesi yarınları göremeyişimizdendir. İç Anadolu’yu, Ege’ye, Akdeniz’e bağlayan düğümün merkezinde olan Yalvaç’a ulaşım olanaklarını bugüne değin sağlamayanlara lanet olsun. Ulaşım bir ülkenin can damarlarından sayılır. Ankara’dan Antalya’ya, İzmir’den Konya’ya geçen yolların kesiştiği merkez Yalvaç’tır. Amma ne var ki politika bize Ali-Cengiz oyununu oynatmıştır.

Geçtiğimiz hafta kışın şiddetlenmesiyle Yalvaç’ın çevreyle ulaşımı kesilmiştir. Komşu ilçeye dahi ulaşamayan Yalvaç’a köy yolu sitilinde reva görülen yollar nedeniyle basit bir ulaşım hakkı bile bize çok görülmüştür. Yollar kapanmış hayatımız felce uğramıştır. Bereket ki kış şiddetini uzun sürdürmemiş, kısa zamanda mahsur kalmaktan kurtulmuştur Yalvaç. Mahsur belde olmaktan kurtulmak bizimde hakkımızdır. Bize hayat veren veya vereceğine katiyetle inandığımız yollarımız artık ele alınmalıdır.

Devlet Babamız ne olur Yalvaç evladına lütufta bulunup, bizi yollara, yollar vasıtasıyla dünyaya kavuştur. Yoksa kısa zamanda Yalvaç can çekişmeye başlayacaktır. -17 Şubat 1975, Sayı: 302-

 

Hisartaş’ın Toplantısı Ertelendi

İlçemizde geçen yıl kurulan ve fabrika tesisleri yapacağı öngörülen HİSARTAŞ şirketinin 2 Mart günü yapılması kararlaştırılan genel kurul toplantısı Avrupa’da bulunan bazı üyelerin yurda gelmemesi nedeniyle bir ay sonraya ertelenmiştir. -3 Mart 1975, Sayı: 304-

Etiketler: » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.