logo

14 Ocak 2023

Cesur’dan memur ve emekli zammına sert tepki

Memur ve emekli maaş artışlarına ilişkin Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edilerek yasalaştı.

İYİ Parti adına söz alan Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, hükümete memura, emekliye verilen yüzde 30 zam üzerinden tepki gösterdi.

 

İŞÇİ, MEMUR, EMEKLİ, YENİ YILA, HAYAT PAHALILIĞI VE ZAMLARLA GİRDİ

Yüksek enflasyon, artan döviz kuru ile alım gücü düşen işçinin, memurun, emeklinin, yeni yıla hayat pahalılığı ve zamlarla girdiğini belirten Cesur, “Çalışanın alın terinin yok sayıldığı, sadakadan öteye geçmeyen bir artış bu” dedi. Özellikle en düşük emekli maaşının 5.500 TL ile çıkarılmasını yetersiz bulan İYİ Partili Cesur, ekonomik krizle anılan 2001 yılında bile en düşük emekli maaşının asgari ücretin 1,5 katı olduğunu ama bugün yapılan zama rağmen asgari ücretten yüzde 35 az olduğunun altını çizdi.

Milletvekili Cesur, iktidarın yıllardır yerli üreticiyi desteklemek yerine ucuza üreten ülkelerden ithalat yaparak 110 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek dış ticaret açığına ulaşarak ekonomik krize zemin hazırladığını söyledi. Türkiye’de ücretli çalışanların büyük çoğunluğunun asgari ücret civarında kazandığını söyleyen Cesur, asgari ücretin artık ortalama ücret olduğunu belirtti.

 

MAAŞ ZAMLARI GERÇEK ENFLASYON ORANINDA VERİLİYORSA, ÇALIŞANLARIN MİLLİ GELİRDEN ALDIĞI PAY NEDEN DÜŞTÜ

İYİ Partili Cesur konuşmasının sonunda büyüme rakamlarıyla övünen iktidara seslenerek “madem işçiye, memura, emekliye verilen zamlar gerçek enflasyon oranında verildi ise, çalışanların milli gelirden aldığı pay neden düşüyor” diye sordu.

“Bu neresinden tutsanız, artık yama tutmayan ekonomik tabloya rağmen, 2023’e herkes umutla girdi.  Neden biliyor musunuz” diye devam eden Milletvekili Cesur, sözlerini şöyle tamamladı: “Çünkü, kış sert geçiyor doğru, ama bu kışın sonu bahar! Çünkü, aşağıdan, yukarıdan, bu enflasyondan, bu zamlardan, yolun sonu görünüyor!.. Çünkü, o sene bu sene!..”

Milletvekili Aylin Cesur’un konuşmasının tam metni:

“Çalışanların maaşlarıyla geçinemediği, ülkenin topyekün yoksullaştığı, satın alma gücünün düştüğü bir yılı geride bıraktık. Yüksek enflasyon, artan döviz kuru ile alım gücü düşen işçi, memur, emekli, yeni yıla, hayat pahalılığı ve zamlarla girdi.

Yönetenlerin ülkeyi iyi yönetiyor olması için, 3 olmazsa olmaz kural var, altın üçgen bu:

1-Sağlam demokrasi,

2-Sağlam ekonomi,

3-Sağlam güvenlik.

Bunların üçü de bir arada olmazsa altın üçgenden söz edemezsiniz ve iyi yönetiliyor o ülke diyemezsiniz.

Türkiye 21.yüzyıla gelindiğinde, eksiği gediğiyle dünyanın 20 ekonomisinden biri idi. 20 senelik iktidarın dünya ve yönetim anlayışıyla;

1- Kötü ekonomi yönetimiyle artan enflasyon ve düşen satın alma gücü

2- Verileri, gerçek rakamlarla değil, rakamlara fısıldayanlara göre ayarlayan TÜİK,

3- Zam yağmuru altında ezilen milyonlar ve onların TÜİK’e göre ayarlanan maaş zamları

Yani gelinen yerde altın üçgen, olmuş yamuk..

Yönetilemeyen Türkiye’nin orasından burasından delik açıldıkça yama diktiğiniz düzenlemelerle, pahalılık altında ezilen emeklisi, dulu, yetimi, yaşlısı, kadını, istismara uğrayan, uğramayan çocukları, döndüler yüzlerini haber bekliyorlar: devletin baba gibi ellerini tutmasını, ana gibi bağrına basmasını bekliyorlar. Biz burada derde derman olacak yasalar yerine, torbadan tavşan çıkarıyoruz, hokus pokus çıka çıka yüzde 30.

Yav arkadaş size soruyorum ben, bakkala, pazara gidecek, elektrik, su, kira, doğalgaz parası ödeyecek, çocuğuna harçlık verecek olan vatandaşlar, 3500 TL (yeni düzenleme ile 5500 TL) ile bunu nasıl yapsın?

13 milyon emeklimiz var. Yüzde 63’ü en düşük emekli maaşı alıyor. Ekonomik krizli 2001’de siz gelmeden evvel, en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katından fazlaydı. Şimdi, sizinle geçen 20 yıllık ömrümüzde, zam yaptıktan sonra dahi en düşük emekli maaşı, asgari ücretten yüzde 35 az olacak..

Emeklilerimizi insanca yaşama koşullarından mahrum ettiniz.

Utanmak lazım, hepimizin burada milleti temsil eden bizlerin sokağa çıkmaması lazım. Sizi bilmem, ama benim canım yanıyor, sıcacık bir yerde sıcak bir çorba içerken bir yanım sızlıyor. Arkadaşlarımın da öyle. Siz, siz nasıl bu olanlara razısınız Allah aşkına soruyorum size?

Zorlamalarımızla, asgari ücret, yüzde 55 arttı ve 8 bin 500 lira diye “müjde” diye duyuruldu. Yüzde 30’a çıkarılan emekli ve memur zammına ne diyorsunuz? Çalışanın alın terinin yok sayıldığı, sadakadan öteye geçmeyen bir artış bu.

2021’de enflasyon yüzde 36. 2022’de TÜİK’e göre ilk 11 ayında yüzde 84, son 1 ayda 20 puan düşerek yüzde 64. ENAG’ a göre yıllık enflasyon yüzde 140’larda.

Türk-İş’e göre açlık sınırı 8 bin; yoksulluk sınırı 26 bin TL. En düşük emekli maaşı yeni düzenlemeyle şunu diyor emekliye; açlık da değil sizin ki, siz ölün diyor. Ha hastalanırsanız; ilaç mı lazım; ilaca zam da yüzde 36 haa diyor.

2022 gıda fiyatları 2021’e göre yüzde 150 artmış. Eskiden “soğan ekmek mi yesin” denirdi ya hani, şimdi onu da diyecek yüzünüz olmamalı, çünkü soğan da son 1 yılda yüzde 300 artmış. Uçuyoruz topyekün. Kırmızı ete 10 günde üç kez zam geldi, en ucuz etin kilosu 200 lira.

Neden biliyor musunuz? Kendimiz üretmek yerine, üreticiyi desteklemek yerine ucuz üreten ülkelerden ithal etmeyi tercih ettiniz de ondan. Dövizle dış borç yapıyoruz yıllardır ve 2018’den beri döviz kurunu tutamıyorsunuz. Üretim maliyeti artıyor ve kör olası enflasyon da düşmüyor.

“2022’de 250 milyar dolar ihracat yaptıkkk” diye övünüyorsunuz ama, “360 milyar dolar ithalatla, Cumhuriyet tarihinin en yüksek dış ticaret açığını, 110 milyar dolarlık açığı da biz yaptık“ diyemiyorsunuz.

Küresel enflasyonla dünya faiz arttırırken, siz indirmeyi tercih ettiniz, gerekçe düşük kurla ihracatın artacağını gösterdiniz.

Başaramayınca, enflasyonla büyüme amacımız dediniz.

Peki enflasyon pahasına büyüyebildik mi?

2022 üçüncü çeyreğindeki yüzde 3,9 büyümeyle, sermayenin milli gelirden aldığı pay yüzde 54,8’e çıkmış, işgücünün milli gelirden aldığı pay yüzde 26,3’e düşmüş. Yani şu sizin enflasyonla büyümenin faturası halka kesilmiş, zengin daha zengin, fakir daha fakir olmuş!

Şimdi gelelim turpun büyüğüne; turpun büyüğü heybede; soru şu: “Madem işçiye, memura, emekliye verilen zamlar gerçek enflasyon oranında verildi ise, çalışanların milli gelirden aldığı pay neden düşüyor”

DİSK-AR’ın verilerine göre, çalışanların yüzde 37’si asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyor. Merkez Bankasının verilerine göre, sanayi sektöründe asgari ücret altında çalışanlar yüzde 50.

Asgari ücret, asgari olmaktan çıktı, o ortalama ücret oldu. Toplumun büyük bölümünü yoksullukta eşitlediniz.

200 TL’lik banknotlar 2009’un ilk gününde tedavüle girdi: 2 Ocak 2009’da 1 Dolar 1,5 TL idi ve 131 dolar alabiliyordunuz. 2 Ocak 2023’de 10,67 dolar alabiliyor. 13 kat azalmış alım gücü.

Sizin eseriniz bu; milyonları yoksulluğa teslim ettiniz.

Bu neresinden tutsanız, artık yama tutmayan ekonomik tabloya rağmen, 2023’e herkes umutla girdi. Neden biliyor musunuz? Çünkü, kış sert geçiyor doğru, ama bu kışın sonu bahar! Çünkü, aşağıdan, yukarıdan, bu enflasyondan, bu zamlardan, yolun sonu görünüyor!.. Çünkü, o sene bu sene!..

Etiketler: » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.