logo

reklam

YÖNETİM FANUSU VE DEVLET ADAMLIĞI


Prof.Dr. Hulusi Doğan
hulusidogan@mu.edu.tr

Bir ülkenin geleceği için yönetim fanusu ne kadar tehlikeli ise, devlet adamları da o derece önemli bir güvencedir. Yönetim fanusunun elemanları için önemli olan önce bir koltuğa oturmaktır. Sonra da o koltuğu olabildiğince korumak, mümkünse de üst noktalara tırmanabilmektir. Bunlar “evet efendimcidirler”. Verileni yapmak olabildiğince yukarıya yağ çekmek bunlar için esastır. Koltukta kalabilmek için bunlara her yol mübahtır. Onun için herşeye evet derler, hiçbir sorun sıkıntı çıkmasın diye de alttakileri ezerken, üsttekileri yağlayıp dururlar. Yukarıya hiçbir şikayet gitmemesine çok dikkat ederler. O nedenle alttakileri de, sorunları da sürekli baskılarlar. Sorulduğunda üsttekilere herşeyin sorunsuz, emri altındakilerin de mutlu olduğunu söylerler. Emri altındakilerin üsttekilerle görüşmemeleri için her yolu kapatmaya özellikle özen ve çaba gösterirler. Üsttekiler de bu fanusun içinde kurumda, toplumda, memlekette gerçekten herşeyin iyi gittiğini düşünmektedir. Çünkü oluşturulan baskı ve korku ortamı alttakileri sindirmeye yetmiştir. Üsttekileri bir yalakalık çemberi sarmıştır. Üsttekilerin birşeylerin yanlış gittiğini anlamaları da ancak çarpıcı olaylar, sarsıcı gelişmelerle mümkün olur. Ancak bunun bedeli de o kurum, o toplum ya da o millet için çok ağır olabilir. Yönetim fanusunun bilinçli, organizeli ve tek elden yürütülmesi ise ihanettir. Bu en tehlikeli olanıdır.

Devlet adamlarının en temel özelliği ise öncelikle bulundukları makama liyakatla gelmeleridir. Dolayısıyla güçlerini birilerinden değil, bilgi ve deneyimlerinden alırlar. Yağcılık değil, işlerini yapma derdindedirler. Ne evet efendimcidirler, ne de evet efendimcileri severler. Çalışkandırlar, dertleri koltuk değil, memlekettir. O nedenle işlerine geleni değil, hakkı, hukuku, doğruyu söylerler. Bireysel çıkarları değil, ülkenin çıkarları esastır. Üsttekilere neye malolacaksa olsun, doğruyu söylerler. Onlara hata yaptırmamak için herşeyi yaparlar. Bu uğurda azar, sürgün, tenzil-i rütbe ölüm dahil herşeyi göze alırlar. Çünkü devletin, milletin adamıdırlar; düzenin değil. Yapılacak yanlışın üsttekilere değil, millete malolacağını çok iyi bilirler.

Önce ülkemizde yönetim fanusunun mu, devlet adamlarının mı çoğunlukta olduğunu bir düşünelim. Eğer yönetim fanusu egemense bunda kimlerin payının olduğunu düşünelim. Özellikle ülkemizi tahrip eden orman yangınlarını lütfen bir de bu açıdan sorgulayalım. Üsttekilere herşeyin tam, eksiksiz, dört dörtlük olduğunu söyleyen yağcılar var mı? Söylediği bir öncekini tutmayan liyakatsız ve çapsız yağcılar var mı? Görevini layıkıyla yapmayan üsttekilere ve millete karşı gerçeklerin çıkmaması için çabalayan yağcılar var mı?

Bugünler zor ve hassas günler. Bugünlerde bir ve beraber olacağız. Birbirimize kenetleneceğiz. Bugünleri millet olarak aşacağız. Ancak hakkın adamı değil, düzenin adamı olan bu yağcıları muhakkak biz de, bu millet de, devlet de yeni baştan bir sorgulayacak.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...