logo

YALVAÇ İL MERKEZİ OLMALI!


Nazif KURUCU
nazifkurucu@hotmail.com

Yalvaç, birçok il merkezinden daha çok nüfusa ve yüz ölçümüne sahiptir.

Bağlı olduğu il merkezinden; her hafta ve her gün gidilip gelinemeyecek kadar da, uzaktadır!

Bazı mahalleleri ve bucaklarıyla köyleri; ilçe olacak kadar nüfusa ve gelişmişliğe sahiptiler bir zamanlar.

Örkenez-Kumdanlı nahiyeleri ile; Sücüllü, Gemen Güney ve Gemen Kuzey (Bayat) ve Hüyüklü köylerinin her biri; ilçe yapılacak kadar nüfusa ve üretim kapasitesine sahiptirler. Gemen sözcüğü, Latince’de; “MABEDE YAKIN” anlamına geliyor.

Psidiya Antiyohiya harabeleri Yalvaç’tadır. O harabelerin devlet merkezi olduğu dönemde,  harabelere adını veren devletin merkezi de, Yalvaç’tadır.

O harabelerden, başlayarak Yalvaç’ın öbür tarafına ve demircilerin arastasına kadar uzayıp giden, uzun bir yer altı yolu vardır.

Harabeler çok fazla turist çeker. Eski çağların en büyük kentini görmeye gelen Amerikalı, Avrupalı ve dünyanın her yerinden turistler gelir.

Orta okula başladığım dönemde; turist kafilelerinin arkasını takip eden çocuklar; “GAVUR! GAVUR!” diye bağırırlardı.

Yabancı turistler de; “çocukların kendilerini övdüğünü” sanarak, mutlu olurlardı.

Sonra parasız yatılı sınavını kazanarak; Denizli İsmet İnönü Lisesinin orta kısmına aktarıldım. Liseyi de orada bitirdim. O zamanlar okullarımızda yabancı dil olarak Fransızca öğretiliyordu.

Siyasal Bilgiler Fakültesinin yazılı ve sözlü olarak Fransızca yapılan giriş sınavını, birincilikle kazanarak orada da parasız yatılı okudum. Daha sonra birçok ilçede kaymakamlık yaptım.

Neredeyse bütün ihtiyaç maddelerinin vesika ile satıldığı bir dönem geldi.

Zamanın iktidarı, vesikalı malların vesika verme yetkisinin, kendi partisinin belediyesine vermemi istiyordu. “Herkese verilirse beşer gram bile düşmez!” diyorlardı.

Vesikalı malların hepsini partinin yetkilileri alıp; karaborsada beş-on kat pahalıya satıyorlardı…

Çok uzak bir yere tayinim çıktı. Hukuk Fakültesinden de diplomam vardı.

Baskılar sonucu Kaymakamlıktan istifa ederek; uzun süre Akşehir’de avukatlık yaptım.

Sonra girdiğim seçim sonucu, Milletvekilliğini kazandım. Politikaya ve ülkemizin problemlerini azaltmaya çalışmaya ağırlık verdim. Şimdi bazı gazetelerde yazarak avunuyorum.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...