logo

Sosyal Hizmet ön lisans mezunları kooperatifleşin


Ünal Örnek
unalornek@hotmail.com

Eğitim sorunu her sektörde işlenen ve dert yanılan konulardandır. Ne zaman söze başlasak eğitim sorundan başlayarak söze gireriz. Bu değerlendirme gerçekten de çok doğru ve üzerinde durulması gereken bir gerçektir.  Eğitim bir ülkenin ve toplumun kalkınmasına ve gelişmesinde en temel şarttır. Tabii eğitiminde kalitesinin yüksek, bağımsız düşünmeyi ve yaratıcılığı geliştiren bir vasıfta olması gereklidir. Hiç şüphesiz insanların yaratıcılığında ve üretme gücünün geliştirilmesinde rol oynayan ve geçimini temin edebilmesi için meslek kazandıran eğitim mesleki eğitimdir.

Çağımızda sanayileşme ve şehirleşme ile birlikte mesleklerin sayısı arttığı gibi mesleki eğitim alanları da artmıştır. Toplumun talepleri doğrultusunda ortaya çıkan meslekler için her aşamada eğitim programları geliştirilmeye başlanmıştır. Ülkelerin gelişmişlik yapısına göre bu mesleklerde istidam politikaları eğitim programları ile birlikte yürütülmeye, toplumun ihtiyaçları karşılandığı gibi eğitim gören insanların istihdamı sağlanmaktadır. Böylece ülkede eğitime ayrılan kaynaklar verimli kullanılmakta ve eğitim gören insanların istihdam sorunları kolay çözülmektedir.

Ülkemizde mesleki eğitim milli eğitim onaylı kısa süreli kurslar, lise, 2 yıllık ön lisans ve 4 yıllık lisans düzeyinde gerçekleştirilmektedir. Son yıllarda ara eleman ihtiyacını karşılamak üzere yetiştirmeyi hedefleyen bu konularda eğitim veren ön lisans okullarında eğitim gören ve mezun olan öğrenci sayısı oldukça artmıştır. Gerekli ihtiyaç analizi ve planlama yapılmadan eğitime açılan bu okullar açıldıkları şehirleri fonlayan merkezlere dönüşmüştür. Bu okullardan mezun olduklarında iş bulan öğrenci sayısı beklenildiği gibi olmamıştır. Büyük bir kısmı fakir aile çocuğu olan işsiz kalan mezunlar ve aileleri büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır.

Pek tabii ki uygulanan bu eğitim programının olumlu yanları vardır. Gerekli şartlar oluşturulduğunda iş imkânlarının bulunması ve yeni işler kurulması mümkündür. Ancak bu okulları kuranların ve bu konuda gerekli siyasi izni veren yetkililerin mezun edelim de ne yaparlarsa yapsınlar diye düşünmemelidirler. Açalım Deneyelim gerekli öğrenci gelmez ise programı kapatırız demek de yanlıştır. Belki bir ölçüde meslek okuluna dönüştürülen mesleğini geliştirmek ve bilim adamı yetiştirmesi beklenen üniversitelerde bu söylenebilir, ama yüksekokullar için bu yaklaşım doğru değildir.

Bu okullardan biri üniversitelerdeki sosyal hizmetlerde ara eleman yetiştirmek üzere açılan Sosyal Hizmetler ön lisans programlarıdır. Bu programlardan bugüne kadar binlerce öğrenci mezun olmuştur. Büyük bir kısmı işsiz kalmış ve büyük bir arayış içine girmişlerdir. Büyük bir kısmı sınırlı kadrolara sahip devlette ve taşeron hizmet veren şirketlerden istihdam konusunda beklediklerini bulamamışlardır.  Sosyal hizmet ara elemanı olarak ücretli iş arayışı birçok mezunu iş kuyruklarında umutsuz bekleyiş içine sürüklemiştir. Hatta çoğu yerde onların eğitim özelliklerini bilmeyenler kısa süreli kurs belgeleri Sosyal Hizmet Meslek elemanlarını daha alt eğitimdeki insanlarla bir tutmuşlardır.

Sosyal hizmet meslek elemanlarına ülkemizde büyük ihtiyaç vardır. Resmi kurumların dışında evlerdeki kırsalda ve şehirlerde hasta, yaşlı, engelli ve çocuk bakım işlerinde yeterli vasıflı eleman olmadığı gibi bu hizmetlerin büyük bir kayıt dışı olarak yerine getirilmektedir.  Daha da dikkat çekici olan ailelerin bu işler için eleman bulmada güçlük çektikleri ve hatta eğitim kişilere yakınlarını emanet ettikleridir. Bir tarafta binlerce sosyal hizmet mezunu boşta iken diğer tarafta aileler çalışacak vasıflı insan bulmamaktan şikâyetçidirler. Mevcut sistem içinde devletin bu tür hizmetleri herkese vermesi mümkün değildir. Dünyada da bu hizmetler devlet kuruluşları yerine özel kuruluşlar yanında kurulan sosyal hizmet kooperatifleri ile yerine getirilmektedir. Gelişmiş ülkelerde sosyal hizmet çalışanlarının seçtiği çok yaygın bir modeldir.

Sosyal Hizmet Kooperatifleri iki yapıda oluşmaktadır. Bunlardan biri sosyal hizmet çalışanlarından oluşan diğeri sosyal hizmet almak isteyen insanların dayanışması ile oluşturulan kooperatiflerdir. Sosyal hizmet ön lisans mezunlarının bir araya gelerek kendi işlerini kurabilecekleri ve işlerinin sahibi olacakları girişimcilik modelidir. Sosyal kooperatifler dünyadaki sosyal kooperatifler tanımlaması içinde işçi kooperatifidir. Ülkemizde sektörde kayıtlı ekonomi ve hizmetler için önemli roller üstlenecek ve devletin hizmetlerine de destek olacak sosyal ve ekonomik bir harekettir. Taşeron firmaların sosyal hizmet alanında bir işçisi konumunda kalan sosyal hizmet ara elemanlarının bu şekilde bir araya gelerek ortak girişim yapmalarının önü yasal olarak açıktır. Yasalarımız sosyal hizmet alanında çalışanları bir araya getirecek kooperatifler kurulmasına uygundur. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının deneyimli kadroları dünyadaki gelişmeleri de izlemekte, bu konuda girişimde bulunacaklara yol gösterici ve destekleyicidir.

İş arayan ve bulamayan 2 yıllık sosyal hizmet ara elemanlarının yapması gereken bir araya gelmeleri kendi işlerini bir çalışan kooperatifi olarak kurmalarıdır. Piyasada iş vardır. Çevrenizdeki aileler yakınları için eğitimli ve kayıtlı bakıcılık hizmeti verecek kuruluşlar aramaktadır. Devlet içinde böylesi sosyal kooperatiflerin kurulması günümüzde ve gelecekte toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında kolaylaştırıcı ve destekleyici hareket olacaktır. Kısacası sosyal hizmet ara elemanlarının işe ihtiyacı vardır. Aileler yakınlarına bakılması için kayıtlı, bilgili ve kendini yenileyen bir kuruluşa ihtiyacı vardır. Devletinde yasalarla kurulmuş, mevcut çalışma alanını kayıt altına alacak bir modele ihtiyacı vardır.

Sosyal hizmet ara elemanları işsiz iseniz gelir bir araya gelin, kooperatifleşin kendi işinizi kurun. Kendi işinizin patronunuz olun. Hem sosyal hem de ekonomik bir hareketin bir parçası olun.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...