logo

KURUMLAR VE KURULLAR


Prof.Dr. Hulusi Doğan
hulusidogan@mu.edu.tr

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde “kurum” kelimesinin çok farklı anlamlarını bulmak mümkün. Ancak bizim burada kastettiğimiz kurum, “belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulan özel veya kamu örgütü” olarak tanımlanmaktadır. Kar amacı güden özel şirketler, eğitim hizmeti veren okullar, hastaneler, belediyeler, kısacası devlete ve özel sektöre ait tüm birimleri bu tanıma dahil etmemiz olanaklıdır. Benzerliklerinin yanı sıra aralarında amaç, işleyiş, yöntem ve hedef kitleleri bakımından farklılıklar bulunması olağandır. Ancak son yıllarda ister özel, ister kamuda olsun kurumların ne derece kurumsallaşabildiği önemli bir tartışma konusudur. Bir başka ifadeyle “kurumlar ne derecede kurumsallaşabilmektedir?” sorusu sıkça dile getirilmektedir. Peki o halde “kurumsallaşma” ne demek-tir? Önce bu soruya cevap vermemiz gerekir.

Kurumsallaşma en basit şekilde “bir kurumun kişi/kişilere bağlı olmadan, şeffaf ilke ve değerler çerçevesinde faaliyetlerini sürdürebilir ve geliştirebilir bir yapıya kavuşturulması” olarak tanımlanabilir. Kısacası kurumsallaşmada amaç kurumun müdür, idareci, yönetici, lider, patron vb kişilere bağımlı olmadan faaliyetlerini sürdürebilmesi ve kendini geliştirebilmesidir. Dolayısıyla kurumsallaşma kişiye bağımlılığı ve kişiye özgülüğü ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Buradan yönetici ve liderler önemsizdir gibi bir anlam asla çıkarılmasın. Muhakkak ki yöneticiler, liderler kurumların hayatlarında, özellikle vizyon yaratma bağlamında çok önemlidirler. Ancak liderlerin derdi kendilerine ya da takipçilerine özgülük, ayrılık ya da ayrıcalık değil, kurumu geleceğe taşıyacak ilke ve değerlerin kuruma yerleştirilmesi, özümsendirilmesidir. Çünkü gerçek bir lider kişiye bağlılığın ölümle nihayetleneceğini, başarının ise ilke ve değerlerle hayat bulacağını çok iyi bilir.

Kurumlarda kurumsallaşabilmenin en önemli unsurlarından bir tanesi de kurullardır. Kurullar özellikle kurum yöneticisinin başarısı ve kurumun geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Kurullar, kurum yöneticisine yeni fikirler, farklı alternatifler sunabilme, kurum yöneticisinin doğru ve tutarlı kararlar alabilmesine katkı ve yol gösterme bağlamında ciddi bir görev üstlenmektedir. Bu anlamda kurulların görevi kurum yöneticilerinin getirdiği/sunduğu kararları olduğu gibi onaylamak değil aksine, yöneticilere konu/olayları tüm yönleriyle irdeleyerek doğru karar alınmasına yol göstermektir. Dolayısıyla kurullarda deneyimli, uzman ve liyakat sahibi kişilerin yer alması da ayrı bir önem taşımaktadır. Kurullarda konu/olayları farklı uzmanlık alanları itibariyle tartışmak ve bilimsel ilkeler doğrultusunda görüş bildirmek tüm kurul üyelerinin de öncelikli sorumluluğudur. Aksi taktir-de kurumların kurumsallaştığını değil, kişiselleştiğini görmemiz kaçınılmazdır. Dolayısıyla kurumlarda kurumsallaşma yöneticiyi her koşulda onaylayacak üyelerle değil ilke, değer ve liyakat sahibi üyelerle hayat bulacaktır. Yasa, yönetmelik ve mevzuatlarımızda da kurullara ayrı bir önem verilmiştir. Bu anlamda “yönetim, yürütme, denetim, istişare, danışma, disiplin, onur, sağlık, sandık, seçiciler, soruşturma, tahkim, teftiş, uzlaştırma, yasama ve yazı kurulu” birçok kurula yer verilmiştir. Bu durum farklılığın, yeniliğin, uzlaşı kültürünün ve özellikle de şeffaflığın bir gereği olarak öne çıkmaktadır.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...
  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...