• İYİ Parti Yalvaç Mustafa Kodal
  • MHP Hüyüklü Belediye Başkan Adayı Kadir MİNNET

logo

KORONA, EĞİTİM VE ÖĞRETMENLER


Prof.Dr. Hulusi Doğan
hulusidogan@mu.edu.tr

Uzaktan eğitim alternatif bir eğitim modeli olarak dünyada ve ülkemizde uygulanmaktaydı. Özellikle ülkemizde daha çok “açıköğretim” olarak bilinip, yaygınlaşmıştı. Ancak korona virüsü nedeniyle hemen hemen hepimiz, her aile bu eğitim modelini daha yakından görüp, tanımak zorunda kaldık. Kimimiz esnek ve kullanışlı bulduk. Kimimiz çok zorlandık, kimine göre de endişe, stres ve sinir kaynağı idi. Uzaktan eğitimin avantaj ve dezavantajları da bu anlamda tartışılan bir konudur. Örneğin zaman ve maliyet tasarrufu sağlaması, eğitim kaynaklarına kolay ve hızlı erişim sağlaması, esnek ve rahat bir eğitim ortamı sunması uzaktan eğitimin önemli avantajları arasında sayılmaktadır. Yollara düşmeden, otobüs ya da taksiye binmeden evinizden, oturduğunuz yerden dersinizi dinleyebilmekte, notlar alabilmektesiniz. İstediğiniz gün ya da saatte tekrar yapabilmektesiniz. Kağıt kullanımını ve ulaşım masrafını (yakıt tüketimini) azaltması itibariyle çevre dostu bir eğitim modeli olduğu bile ileri sürülmektedir. Teknolojik bir altyapı gerektirmesi, erişim ve bağlantı sorunlarının yaşanabilmesi, yüzyüze iletişim ve sosyalleşme olanağının olmaması, herkesin teknolojiye yatkınlığının aynı düzeyde olmaması gibi bir dizi dezavantajlarından da söz edilmektedir.

Muhakkak ki her eğitim modelinin kendine göre avantaj ve dezavantajlarından, eksik ya da üstün yönlerinden söz etmek olanaklıdır. Önemli olan bireyin kendi ekonomik, fiziki ve sosyal koşullarına göre kendine en uygun olanı seçebilmesidir. Nitekim ülkemizde zorunlu eğitime müteakip bireyler kendi şartlarına göre örgün ya da açık öğretim tercihlerini bugüne kadar yapmışlardır. Ancak bugün yaşadıklarımız ise bir zorunluluk, olağanüstülük halidir. Burada bir tercihten söz etmek olanaklı değildir. İnsan hayatı, toplum sağlığı ve geleceği söz konusudur. Dolayısıyla duyarlılık, anlayış, sorumluluk ve birliktelik gerektiren bir süreçle karşı karşıyayız. Eğitim modelleri önemlidir. Ancak hiçbir eğitim modeli öğrenci, öğretmen ve insan hayatından daha önemli değildir. Eğitimin telafisini yapabilirsiniz, ama insan hayatını geri getiremezsiniz. Bu anlamda öğretmenlerimiz bu süreçte görev ve sorumluluk almaktan kaçınmamıştır. Uzaktan eğitimin de savunucusu olmamışlardır. Alınan kararlar verilen talimatlar doğrultusunda üzerlerine düşen görevleri yapmak derdindedirler.

Unutmayalım ki öğretmenlik üç beş saatlik bir iş ya da bir meslek değildir. Aksine bir yaşam tarzıdır. Hayatın sonuna kadar süregelen bir felsefe, bir kültür, bir misyondur. O nedenle öğretmen yeri geldiğinde okulunu, sınıfını boyayan kişidir. Sıraları silen, bahçeyi temizleyen rol modeldir. Öğrencilerine göz kulak olan pansiyonda, okulda nöbet tutan kişidir. Öğrencisiyle lokmasını paylaşan, onlarla dertlenen kişidir. Anne-baba ayrılığı, acısı, hasreti çeken yavrulara şefkat merhemidir. Başından savılanların sabır sevgi merkezidir. Öğrencilerine denizi, öz evladına damlayı bırakandır. Öğreteceğim diye çırpınan, sesi kısılandır. Velisine evladını teslim etmeden ayrılamayandır. Gece gündüz aranan, yılda bir kez öylesine anılan, ama asla kırılmayandır. Bir harf olsun öğretebildim diye dünyalar kadar mutlu olandır. Öğrencisinin acısını yüreğinde duyandır. Çalışan çırpınan ama yokluğunu, hüznünü içinde yaşayandır. Vicdanıyla hesaplaşan, iyiliklerini kendine saklayandır. Nam için değil, hak için uğraşandır. Öğretebilmenin hakkını bildiği için hakkı kolay ödenemeyendir.

Hangi eğitim modeli, hangi teknoloji ya da gelecekte sözü edilen “robot öğretmenler” öğretmenlerimizin yerini tutabilir? Anne-baba şefkatini hissettirebilir? Şunu ifade etmek isterim ki öğretmenlerimiz korona salgını boyunca da boş durmamaktadırlar. Onların kıymetini lütfen bilelim. “Yatıyorlar”, “çalışmıyorlar” gibi ifadelerden lütfen kaçınalım. Bu tür ifadeler onları çok üzmekte. Başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm öğretmenlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...
  • Prof.Dr. Zafer Karaer yazdı: “İYİLİK GÜNÜ MÜ?..”

    16 Kasım 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Geçmişi 1996 yılına kadar giden, ancak son birkaç yıldır gündemde yer bulan, gerçi yeterince bulduğu tartışılan, 13 Kasım “Dünya İyilik Günü”; benim için oldukça önemli. Çünkü dünyada yerleşik düzene geçildiği 12 bin yıllık insanlık tarihinde,  gerek savaşlar, gerek kötülükler sayesinde, her geçen gün iyilik kelimesi hızla değer kaybetmekte, hatta anlamını kavrayamayan büyük çoğunluk ellerinden gelse; iyilik kelimesini sözlüklerden, tedavülden, ortadan kaldıracaklar. Tabii ki; ülkemizde de aynı tutum ve davranışlar neticesinde özellikle 1...