logo

Isparta Büyükşehir Belediyesi’ne bağlanmanın olumsuzluklarına karşı hazırlık yapmalı


Özgür Kaya
yalvacgazetesi@hotmail.com

Yalvaç’ın özellikle son on yıldır yaşadığı büyük nüfus kaybı, ekonomik hareketsizlik ve kamu kaynaklarından yeterince yararlanamama sorunundan çok daha büyük bir tehlikenin sinyalleri geldi geçtiğimiz günlerde.

Gazetemizin manşetinde de yer alan habere göre, büyükşehir olma nüfus kriterinin bazı kaynaklara göre 300 bine, bazı kaynaklara göre de 400 bine çekilmesi düşünülüyor.

Hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin, bu konuda düzenleme yapılırsa Isparta’nın büyükşehir olması kesin.

Büyükşehir düzenlemesinin tamamına baştan karşı olduğumu söyleyeyim. Büyükşehir düzenlemesi, Türkiye gerçeklerinin tam tersi bir düzenlemedir ve ülkemizdeki iç göç hadisesinin artışının en büyük nedenlerinden biri haline gelmiş bir uygulamadır.

Güya, il merkezlerindeki kaynak sıkıntısını gidermek ve daha etkin bir yönetim anlayışıyla oluşturulan bu yapıların ülkemizin sadece ekonomik yapısına değil, sosyal ve kültürel hayatına da büyük olumsuz etkileri söz konusudur.

Bu konuyla ilgili daha derin ayrıntılara girebilirim, ancak bu yazının konusu bu değil. Evet, ben büyükşehir düzenlemesine toptan karşıyım, Isparta’nın da bu kapsama girmesine hayır diyorum. Ama, benim ya da benim gibi düşünenlerin hayır demesinin şu an için bir faydası yok.

Bu yazının esas konusu, 2019 yerel seçimlerinden sonra hayatımıza girecek bu düzenlemeden Yalvaç nasıl etkilenecek, zaten durumu sıkıntılı olan Yalvaç’ın bu konuyla ilgili hangi önlemleri alması gerekiyor hususudur. Bu konuyu şimdiden kamunun gündemine getirerek tartışmamız gerekiyor.

Büyükşehir olan illerin ilçelerinde, özellikle de uzak olan ilçelerinde ve bunlara bağlı köylerde büyük sıkıntılar yaşandığı, geçtiğimiz dönem büyükşehir olan illerde somut biçimde görülmüştür.

2015 yılında Antalya’da yapılan “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YASASI NE GETİRDİ NE GÖ- TÜRDÜ?” konulu çalıştayın sonuç bildirisinin “Büyükşehir Belediyeleri ve İlçe Belediyeleri İlişkileri Açısından” başlıklı bölümünde yaşanan sıkıntılar bakın şu şekilde özetlenmiş:

“Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri arasında sorunlu bir ilişki söz konudur. Ölçeğin büyümesiyle bu yönetsel birimler arasındaki yetki ve görev paylaşımına ilişkin mevcut yasal düzen büyükşehir belediyelerinin daha fazla güçlenmesine sebebiyet vermiştir. Hizmetlerin etkin ve verimli sunulması, gelir kaynakların dağılımı, katılım ve temsilin sağlanması konularında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Uygulamada, büyükşehir belediyeleri, eşgüdüm ve yönlendirme, yatırım ve hizmet sunmaya ilişkin hizmetlerin hepsini birden yerine getirmekte, yatay ve dikey işlevlerin hepsine sahip çıkmakta ve ilçe belediyeleri üzerinde güçlü bir denetim yetkisine sahip bulunmaktadır. Büyükşehir belediyeleri küçük bir devlet görünümü almakta, ilçe belediyeleri işlevselliğini yitirmektedir. Belirgin ve kuvvetli bir şekilde merkezileşme yaşanmaktadır. Yerelden bölgesele ve oradan da merkezileşmeye doğru bir kayış vardır.

Büyükşehir belediyeleri bir tür bölgeler haline gelmiştir. Avrupa Birliği tarafından büyükşehir belediyeleri bölge yönetimleri olarak tanınmaktadır. Büyükşehir belediyesi-ilçe belediyesi ilişkilerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Kentsel alanla yani merkezle bütünleşmiş ilçe belediyeleri ile merkezle bütünleşmemiş ilçe belediyelerinin konumu farklı açılardan ele alınmalıdır.”

Bu ve buna benzer pek çok çalışma var, özellikle Yalvaç’ın konumundaki ilçelerin ve bu ilçelere bağlı köylerin bu süreçten büyük zarar gördüğü, bu yerleşim yerlerinde göçün daha da hızlandığı görülüyor.

Yalvaç’ın zaten sıkıntılı olan durumunu daha da sıkıntıya sokacak bu sürece karşı nelerin yapılabileceği konusunu tartışmamız gerekiyor. Netice olarak, büyükşehir işinden kaçmak mümkün görünmüyor. O zaman buna karşı alınacak tedbirleri düşünmek, idari anlamda, ekonomik ve sosyal anlamda yaşanacak sıkıntıları hesap ederek yeniden planlama yapmak gerekiyor.

Büyükşehrin ilçe belediyesini büyük ölçüde zayıflatması ve il özel idarenin kalkması nedeniyle hizmetlerin eşgüdümü daha da zorlaşacaktır.

Diğer yandan, işletmelerimizin de bu sürece hazırlık yapmaları kendileri açısından hayati derecede önem taşımaktadır.

İnşallah ben yanılırım ve büyükşehir faydalı olur. Saygılarımla…

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...