logo

GÜL VE SEVDALISI Müftüzade Gülcü İsmail Efendi kimdir?


Prof.Dr. Zafer KARAER
ozyalvac@ozyalvac.com.tr
Geçenlerde Yalvaç’ımızın gül mamullerini satan bir mağazasında, torunumun gül suyu siparişini almak üzere bulunduğum esnada; iki erkek müşteri ile satıcı kadının konuşmalarına, mağaza küçük olduğu için şahit oldum.. Müşteriler bilmedikleri için olsa gerek gülün Isparta’ya geliş hikayesi ile ilgili sorduklarında.. Satıcı kadın herhalde acelesi olacak ki; İşte!! Bulgaristan’dan getirmişler diye, geçiştirdiğini gördüm.. Belki biliyordu, ama bir taraftan geçiştirilecek bir konu olmadığını düşünerek ve diğer taraftan da dayanamadım, okumuş olduğum bilgilere çerçevesinde, kısaca gülü Isparta’ya Müftüzade Gülcü İsmail Efendinin getirdiğini, kendisinin Yalvaçlı olduğunu, gül yağını elde etmek için varını yoğunu ve yıllarını verdiğini, ifade ettim, hatta bu süreçte yakınlarının akıl sağlığını da yitirdiğini düşündüklerini, ilave ettim… Ancak yıllar yıllar süren mücadelesi sonunda tek başına ve büyük özveriyle Isparta’da gülistan ve gülhane tesis ederek, yağ gülü üretmeyi başardığını… Bugün Isparta, dolayısıyla ülkemiz, dünya gül yağı üretiminin %65’ini karşılayarak ilk sırada yer alıyorsa; bunu Müftüzade Gülcü İsmail Efendiye borçludur.. Diyerek konuşmamı bitirdim.. Dinleyen müşteriler teşekkür ettiler.. Satıcı kadın ise pek oralı olmadı, hatta biraz da suratı asılmıştı… Oysa Isparta’ya, ülkemize böyle bir katmadeğer kazandıran kişiye hakettiği değer verilmelidir, diye düşünüyorum..
Daha sonraki günlerde bulunduğum birkaç farklı arkadaş sohbetlerinde bu durumu anlattım, ne garip ki; onlarda gülün hikayesinden (ANADOLU’DA GÜL ÜRETİMİ VE GÜLSUYU ÜRETİMİ YAPILDIĞI ÜNLÜ GEZGİN İBN-İ BATUTA ( 1304 – 1369 ) NIN SEYAHATNAMESİNDE BAHSEDİLMEKTEDİR. MUHTEMELEN DE GÜL ÇİÇEKLERİNİN EDİRNE’DE ÜRETİLDİĞİNİ ÇEŞİTLİ KAYNAKLARDAN ÖĞRENİYORUZ. YİNE 18.YÜZYILDAN SONRA OSMANLI TOPRAKLARINDA BULUNAN VE O TARİHLERDE CERMEN SANCAĞINA BAĞLI KAZANLIK=KIZANLIK VE ZAĞRA NAHİYELERİNDE GÜLCÜLÜK ÇOK İLERİ SAFHALARDA YAPILMIŞTIR. HATTA BULGARİSTAN’DA ( KAZANLIK – ZAĞRA ) GÜLYAĞI SANAYİSİNİN TÜRKLER TARAFINDAN KURULDUĞU BİLİNMEKTEDİR. YANİ, ANADOLU’DA YETİŞTİRİLEN GÜL BULGARİSTAN’A TÜRKLER TARAFINDAN GÖTÜRÜLMÜŞTÜR.) ve bilhassa Müftüzade Gülcü İsmail Efendiden bihaberdi, bilmiyorlardı.. Bu yüzden bir Ispartalı ve de bilhassa Yalvaçlı olarak; Isparta’daki ilk yağ gülü (Rosa damescana) yetiştiricisi ve ilk gül yağı üreteni hakkında bilgi vermenin, aynı zamanda bir vefa borcu olduğunu da düşünüp, kısaca yazmak istedim..
Evet!! Müftüzade Gülcü İsmail Efendi Meydan Bey oğlu Mehmet İzzet Efendinin oğlu olup, 1840 yılında Yalvaç’ta doğmuş, iyi bir medrese eğitimi görmüş, enderunda ve dış işlerinde görev yapmış.. Dış işleri görevlisi olarak gittiği yukarıda bahsedilen Kazanlık=Kızanlık nahiyesinde gül yağcılığı konusunda duydukları dikkatini çekmiş ve yağ gülü ve gül yağı üretimini bizzat gözlemlemiş. Bu bölgenin coğrafik yapısının Isparta’ya çok benzemesinden 1888’de dönüşünde getirdiği yağ gülünü, bugünkü adı ile Gülcü Mahallesine dikerek yetiştiriciliğe başlamış, böylece Isparta gülle tanışmış, kendi imkânlarıyla 30 dönüm kadar bir gül bahçesi yapmış, aynı zamanda gülyağı çıkarmak için bir de Gülhane inşa etmiştir.. İlk yıllarda imbiklere koyduğu güllerden gülyağı elde edememiş.. Ancak yılmamış, 1892 yılında tanıştığı Kızanlıklı yağ ustası pehlivan Ahmet’i Gülhane’ye ustabaşı yapmış ve dördüncü mahsul yılında gülyağını elde etmeyi başarmıştır.. Böylece İsmail Efendi’nin rüyası gerçekleşmiş.. Meşakkatli ve mücadeleler ile dolu bir hayat, sonunda büyük bir başarı ve 2 defa devlet nişanı ile taltif edilmiş, yalnız para ödülünü almamış, 1915 Mayıs ayında ve tam gül mevsiminde Isparta’daki evinde 75 yaşında hayata gözlerini yummuş, vasiyeti üzerine kendi bahçesine defnedilmiştir.. Rahmet ve saygıyla, mekanı cennet olsun..
Isparta’da anısına; gecikmelerle de olsa yaşadığı mahalle olan Hacıayvaz Mahallesi’ne 1935’te Gülcü Mahallesi adı verilmiş, 2009’da Gülcü Mahallesindeki caddeye ismi verilmiş ve Valilik binası arkasına heykeli dikilmiş, müzelerde ismine köşeler açılmış, buna karşılık kendisi Yalvaçlı olduğu halde, Yalvaç’ta anısı ile ilgili ne bir esere, ne de bir bilgiye rastladım.. Unutulmamalıdır ki; ne zaman değerlerimize hak ettiği değeri verirsek, o zaman hem insan olarak, hem şehir olarak ve tabii ki, hem de ülke olarak değer kazanırız.. Yoksa…
Selam sevgi ve saygılarımla…
Zafer KARAER

Etiketler: » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...
  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...