logo

23 NİSAN İLK MİLLİ BAYRAM


Prof.Dr. Zafer KARAER
ozyalvac@ozyalvac.com.tr

Atatürk ve arkadaşları, memleketin parçalandığı, her şeyin bitti denildiği anda; Samsun’da, bağımsızlık ve cumhuriyet adına yedi düvele karşı, emperyalistlere karşı başlattıkları mücadelede; Erzurum Ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlar ile İstiklal Savaşı manifestosu sayılan Misakı Milli (Milli Yemin) İlkeleri çerçevesinde, Bağımsız Ve Hür Olmak İçin; Cumhuriyet Ve Demokrasi Yolunda Yürümek İçin; Önce Millet Olmak, Sonra Milletin Kayıtsız Şartsız Hakim Olduğu Millet Meclisine Sahip Olmak Gerektiği noktasında;

 

Nutuktan;

22 Nisan 1920 tarihinde de şu küçük tebliği tamim ettim:

Telgraf 22.4.1920

Dakika geciktirilmeyecektir.

Bütün Vilayetlerle Bağımsız Livalara(Sancak)

Kolordulara, Nazilli’de Miralay Refet Beyefendi’ye

Bursa’da 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa Hazretleri’ne

Bursa’da 56. Fırka Kumandanı Miralay Bekir Sami Beyefendi’ye

Balıkesir’de 61. Fırka Kumandanı Miralay Kazım Beyefendi’ye

 

Bimennihilkerim(Allah’ın izniyle) Nisan’ın 23. Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak vazife yapmaya başlayacağından, anılan günden itibaren bütün mülki ve askeri makamların ve bütün milletin mercii belirtilen Meclis olacağı tamimen arz olunur.

Heyeti Temsiliye namına

 Mustafa Kemal

…Ve tamimde belirtildiği gibi 23 Nisan 1920’de Ankara’da tek katlı, kiremitleri halk tarafından getirilerek tamamlanan, çatısı akan, okullardan alınmış sıralarla donanmış, sade görünümlü, ancak alınan kararlarla görkemi inkar edilemez Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış ve az zamanda milli irade, milli hakimiyet, milli kimlik gibi ulus-millet olma adına ve tam bağımsızlık yolunda “İstiklâl” Savaşı ve Zaferine, ardından da Cumhuriyet ve Demokrasi ile birlikte bir çok devrime, inkılaplara imza atmıştır..

İlk defa 1921 yılında Hakimiyeti Milli (Milli Egemenlik) Bayram olarak kabul edilen ve 1922’de Ankara’ kutlanan cumhuriyetin ilk MİLLİ Bayramı; “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar; Çocukları her türlü ihmalden ve istismardan korumalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıdır; çocuk sevgisi bir ihtiyaçtır” ifadeleri ile geleceğin sahibi çocuklara verdiği önemi belirten, TBMM Başkanı Mustafa Kemal’in de desteğini alan Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu; Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü)  yöneticileri 23 Nisan 1923’te cemiyet adına yardım toplamaya başlamıştır. 1924 kutlamalarında Latife Hanım’ın Çocuk Esirgeme Kurumu temsilcisi olması ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın da Çocuk Esirgeme Kurumunu açıkça desteklemesi ile 1925’lerden itibaren 23 Nisan’a “Hâkimiyet-i Milliye (Milli Egemenlik) Bayramı” yanında “Çocuk Günü” ve “Çocuk Bayramı” da denmeye başlanmıştır. Çocuk Bayramının amacı, çocukların birkaç gün eğlendirilmesinden ziyade, toplumun farklı çocuk sorunları ile ilgilenmesinin sağlanmasıydı… Çocuk ölümlerinin azaltılarak nüfus artışının desteklenmesi bunların en önemlisiydi. 1927 yılından önce 23 Nisan; “Çocuk Günü”, “Çocuk Bayramı” gibi kavramlarla anılsa ve çocuk bayramı olarak kutlansa da ilk kapsamlı Çocuk Bayramı kutlamalarına 23 Nisan 1927 yılında başlanmıştır. “Çocuk Bayramı” Mustafa Kemal Paşa ve hükümetin de desteği ile 1929 yılında “Çocuk Haftası” adıyla yedi güne çıkarılmış ve kutlamalarda aktif rol Türk Ocaklarına verilmiştir. Maarif Teşkilatı’nın da (Milli Eğitim Bakanlığı) okulları tatil ederek tüm öğrencilerin kutlamalara katılımını sağlamasıyla Çocuk Bayramı, Ankara ve İstanbul’un yanı sıra memleketin her tarafında özel merasimlerle kutlanmaya başlanmıştır. Böylelikle 1929’da Çocuk Haftası olarak kutlanmaya başlanan 23 Nisan kutlamaları 27 Mayıs 1935 tarihinde çıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak, 1981 tarihli Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’da, 20 Nisan 1983’te yapılan değişiklikle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nın adı, “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak değiştirilerek kutlanmaya devam edildi.

Kutlamalar 1938’den bugüne çocukların sorunlarının gündeme getirilerek, çözümlerin bulunduğu ve bunların halledilerek her geçen yıl daha iyi ortamlarda,  bayramlarına bayram katmaları yerine, her yıl bir önceki yılın kopyası olan ve hangi sorunun çözüldüğü ve hangi amaca hizmet edildiği anlaşılmayan, sadece makamlara oturtularak ve birkaç soru sorup gülüşerek güya kutlanan bir bayram haline dönüştürülmüştür.

İşte! Milletin Meclisinin açılışının; hakimiyetin kayıtsız şartsız millete geçişinin, milli iradenin temsilinin 102. Çocuklara armağanın 96. Yılında, bütün bu eşsiz insanlık ve milli değerleri bizlere ve çocuklarımıza armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere fikir ve silah arkadaşlarını, bu kutsal değerler uğruna dünden bugüne emek verenleri, şehit olanları, gazi olanları minnetle, şükranla, özlemle ve rahmetle anıyorum..

Selam, sevgi ve saygılarımla…

Etiketler: » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TANRIYA KARŞI HATA YAPMAYACAKSIN

    16 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Erkenden uyanan Pomponius avludaki çardağın altında oturmuş; yorgun, boş bakışlarla etrafına bakınıyordu. Auxanousa günaydın diyerek gelip karşısındaki sandalyeye oturdu. Pomponius gözünün ucuyla ona bakarak; “bir haftadır senin yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum. Yatakta dönüp duruyor ve durmadan sayıklıyorsun.” Auxanousa mahcup bir biçimde başını hafif öne eğerek, her gece aynı rüyayı görüyorum. Oğlumuz Terentius karşımda durup bana bakıyor. Bakıyor dediysem o ela güzel, sevgi dolu gözleriyle değil. Zift gibi bir siyahlıkla dolu göz çukurları...
  • Öğretmen ve Üniversite

    10 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra, günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek bilginin ve öğretmenin önemini çağlar ötesinden seslendirmiş. “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu” ilahi tebliğinde bilgilenmenin, öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstiklal savaşında düşmanla olduğu gibi; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak”, ...
  • Ramazan Amca’nın Duâsı

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    “Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “      Hacı Bektaş Velî 19 yıl önce... Geçirdiğim kalp rahatsızlığı nedeniyle üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatıyorum. Oda arkadaşım Ramazan Amca, 80-85 yaşlarında bir Alzheimer hastası... Refakatçisi olan yakınlarından öğrendiğimiz kadarıyla geçmişte çiftçilik yapan bu amcamız  boylu poslu;  ileri derecede görme rahatsızlığı olduğu için kalın camları olan gözlük takan, konuşmayı seven birisi.  Bizi tanımak istiyor; kendimizi tanıtıyoruz, on dakika sonra aynı şeyleri yine soruyor ve...
  • ADA DOĞURAN GÖL

    07 Aralık 2023 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Bugün dünyamız ve ülkemiz için en büyük tehlike  kuraklık, kıtlık ve  açlıktır. Bunun için dünyayı istedikleri kalıplara sokan, dünyaya şekil veren kapitalizm düzeninin küresel şirketleri dünya nüfusunun azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Hatta bu maksatla; laboratuvar kökenli salgın hastalıklar, KULLANDIRTTIKLARI ilaçlar, aşılar, gübreler, böcek ilaçları=zehirler, soğuk, sıcak dünya ve uzay savaşları ile havada, suda, karada, hatta uzayda ekosistem tahriplerini devreye sokmaktadırlar. Elbette ülkemiz de bu olumsuzluklardan fazlasıyla...